Aksu: Dün toplara tüfeklere selam durmadık, yine durmayacağız!

ABONE OL

15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain FETÖ darbe girişiminin 3. yıldönümü ile ilgili açıklama yapan BBP Silivri İlçe Başkanı Ramiz Aksu, 'Yaşadığımız coğrafyada, hür ve bağımsız olmamızın yegane yolunun güçlü olmamız, bunun da ancak milletimizin ortak değerleri etrafında birlik olmamız olduğunu hatırlatıyor, 15 Temmuz şehitlerimizi tekrar rahmet ve minnetle anıyor, aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum" dedi.

Büyük Birlik Partisi Silivri İlçe Başkanı Ramiz Aksu, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebeti ile bir mesaj yayınladı.

 

“TÜRKİYE DEVLETİ, ÜLKESİ VE MİLLETİYLE BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR”

 

Aksu, mesajında şu ifadelere yer verdi; “Anayasa, devletin yönetim biçimini belirten, millet iradesiyle oluşan devlet erkinin nasıl kullanılacağının kurallarını koyan, toplumsal bir sözleşmedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek ilk üç maddesinde şu hükümlere yer verir: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı’dır. Başkenti Ankara’dır.

 

“DEVLETİN SAHİBİ MİLLETTİR”

 

Elbette hepimizin çok iyi bildiği bu hususu; yapılan eylemin, “anayasa ile kurulmuş devlet düzenini ortadan kaldırmayı” amaçlaması dolayısıyla topyekûn milleti hedef aldığı gerçeğinin altını çizmek ve nelerden “hiç bir hal ve şartta vaz geçmeyeceğimizi” tekrar ve kararlılıkla herkese hatırlatıp, tarihe kayıt düşmek adına, ifade etmek isterim ki devlet otoritesi şerik kabul etmez. Devletin sahibi millettir. Ve millet; devlet gücünü, seçtiği temsilcileri aracılığıyla kullanır. Devletin üç temel erkinden yasama, yürütme ve yargı, kararlarını “millet adına” alır, görevlerini “millet adına” yerine getirirler. Kamu görevi yapanlar, devletin otoritesi dışında, başka hiçbir ülkeye, millete, şahsa, cemiyete, topluluğa, zümreye bağlılık gösteremezler. Millet iradesi hiçbir zaman önemini ve anlamını tartışmayacağımız, her zaman başımızın üzerinde taşıyacağımız, onu korumak için başımızı vermekte tereddüt etmeyeceğimiz bir prensip olarak, daima var olacaktır.

 

“BİZLER, BÜYÜK BİRLİK PARTİLİLER, ALPERENLER DEVLETİ VE ONUN VARLIK SEBEPLERİNİ KORUMAYI GÖREV SAYAN BİR HAREKETİZ”

 

Bizler, Büyük Birlik Partililer, Alperenler devleti korumayı, onun varlık sebeplerini, yani; milleti, milletin varlığını, huzurunu, güvenliğini, istiklalini, istikbalini, değerlerini korumak sayan bir hareketiz. İnsanlığın tarihi kadar eski olan, diğer milletler tarafından “Öldürülebilirler ama asla mağlup edilemezler” cümlesiyle nitelenen ve bu gerçeği insanlık tarihine silinmeyecek bir şekilde kazıyan Türk Milleti’nin, her çağda, güçlü, kaim ve muzaffer olarak var olmasının sırrı, sahip olduğu güçlü devlet geleneğidir. Tarihinin çeşitli kesitlerinde, Türk Milleti’nin yaşadığı zorlukları, acıları hatırladığımızda, bu şartların, hep, devlet geleneği ve otoritesinin zaafa düştüğü dönemlerde yaşandığına şahit oluruz.

 

 “DÜN TOPLARA TÜFEKLERE SELAM DURMADIK, YİNE DURMAYACAĞIZ”

 

Evet, sarsıldığımız zamanlar oldu ama 15 Temmuz’da da öncekiler gibi milletin istiklalini yine milletim azmi ve kararı kurtaracaktır şiarını kendimize yol seçerek başta Cumhurbaşkanı olmak üzere devleti yönetenlerin dirayeti ve necip milletimizin darbeye karşıyı cesur ve kararlı duruşuyla yolumuza devam ettik. Şehit liderimiz Muhsin Başkanımızın dediği gibi namlusunu milletine döndürmüş tanklara, toplara, tüfeklere, uçaklara ve helikopterlere yine selam durmadık ve yine durmayacağız.

 

“MİLLETE RAĞMEN İSTİKAMET ÇİZME ALÇAKLIĞI SONSUZA DEK SONA ERMİŞTİR”

 

Çok korkunç hadiselere şahit olduk. 15 Temmuz’da ülke dışından sevk ve idare edilen bir topluluğun, devletin en stratejik kurumlarına sızıp ele geçirebileceğini, sivil halktan, Özel Harekat karargahına, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden Cumhurbaşkanlığı’na, Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan Emniyet Müdürlüğü’ne, bomba atacak, mermi atacak kadar, akıllarını, izanlarını, imanlarını ve haysiyetlerini yitirdiklerini gördük. Milletimiz, devletine, kahramanca, fedakarlıkla ve kararlılıkla sahip çıkarak 15 Temmuz günü, devletin sağladığı makamlarda oturarak, fedakar milletimizin, rızkını devletiyle paylaşarak aldığı silahları millete doğrultup, devlete el koyma ve millete, “millete rağmen” istikamet çizme alçaklığını, sonsuza dek sona erdirmiştir.

 

“DEVLET İDARESİ, KÜÇÜK YA DA BÜYÜK HİÇBİR BOŞLUĞA İZİN VERMEMELİ”

 

Devlet idaresinin de küçük ya da büyük, hiçbir boşluğa izin vermemesi gerektiği gerçeğinin, bu olayla daha iyi anlaşılmış olmasını umut ediyor, milletimizin, özellikle devlet yönetiminde görev alanların, bu gerçeği akıllarından hiç çıkarmamalarını diliyorum. Anayasa referandumuyla, milletimiz tarafından kabul edilen sistem değişikliğini de, ülkemizin ve devletimizin geçmişte yaşadığı acı tecrübeleri tekrar yaşamaması, millet iradesine müdahalelerin son bulması zarureti dolayısıyla destekledik, destekliyoruz. 15 Temmuz, tarihin çeşitli döneminde ve özellikle bugün yaşadığımız coğrafyada örneklerine sıklıkla rastlayabileceğimiz, küresel emperyalizmin, yaşadığımız toprakların, milletimize ait değerlerini yağmalamak için, piyonları aracılığıyla yaptığı ve yine milletimiz tarafından bertaraf edilen operasyonlardan biridir. İnşallah sonuncusu olmuştur. Yaşadığımız coğrafyada, hür ve bağımsız olmamızın yegane yolunun güçlü olmamız, bunun da ancak milletimizin ortak değerleri etrafında birlik olmamız olduğunu hatırlatıyor, 15 Temmuz şehitlerimizi tekrar rahmet ve minnetle anıyor, aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.”

 

Haber : Batuhan GÜÇLÜ