Ataç: "43 yıldır kırtasiye, 35 yıldır da tarım sektörünün içindeyiz"

ABONE OL

Ataç Kırtasiye Tarım Sanayi Ltd. Şti. Yönetim Kurulu Başkanı, Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Üyesi Erdoğan Ataç; bugün İş Dünyası programına konuk oldu. Kimya yüksek mühendisi Ataç, tesadüfler sonucu ticarete atıldığını paylaştığı yayında uzun yıllardır hizmet verdiği kırtasiye ve tarım sektöründeki çalışmalarına ilişkin bilgilendirmede bulundu.

Küpe FM’de yayımlanan İş Dünyası programının yeni konuğu Silivri’nin tanınmış iş insanlarından Ataç Kırtasiye Tarım Sanayi Ltd. Şti.’nin Yönetim Kurulu Başkanı, Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Üyesi Erdoğan Ataç oldu. Bugün gerçekleşen radyo programında Turhan Alyakut’un sorularını yanıtlayan Erdoğan Ataç; kariyer hayatından başlayarak ticarete giriş serüveni, içinde bulunduğu kırtasiye ve tarım sektöründeki faaliyetlerine ilişkin görüşlerini ortaya koydu.
 
Söyleşiyi aynen bilgilerinize sunuyoruz:

“KİMYA YÜKSEK MÜHENDİSİYİM”

Turhan ALYAKUT: Yayına hazırlanırken yaptığımız kısa sohbette öğrendim. Siz aslında kimya yüksek mühendisisiniz.

Erdoğan ATAÇ: Evet, kimya yüksek mühendisiyim. Öğrencilik hayatımı İstanbul Üniversitesi’nde bitirdim. İlkokulu Silivri’de okudum. Daha sonra Haydarpaşa Lisesi’nde okudum. 6 yıl yatılı okuduktan sonra ve İstanbul Kimya’yı bitirdikten sonra Silivri’ye geldim.
 
“TESADÜFLER SONUCU TİCARETE BAŞLADIM”

O günün şartları içerisinde istediğim gibi bir iş oluşamamasından dolayı tesadüfen ticarete başladım. Çarşıda babamızın kiracı olduğu bir yer vardı, boşalınca oraya geçerek başladım. Küçük bir yerdi ama sektördeki varlığım oradan yürüdü. Tesadüfler kalıcı oldu. İlk başta büyük sıkıntılar çektim tabi. Mesleği küçümsemek için söylemiyorum ama ‘bu kadar yıl bunun için mi okudum’ diye kendimle hesaplaştım. İdeal açısından gerçekleştirememek insana biraz dokunuyor ama süreç bu bunları atlatmamızı sağladı ve bugünkü pozisyonumuza gelecek şekilde çalışmamızı devam ettirdik.

“43 YIL, TİCARETTE UZUN SOLUKLU BİR SÜREÇ”

Turhan ALYAKUT:
Ne kadar yıl oldu kırtasiye sektöründe hizmet vereli?

Erdoğan ATAÇ: 1977’de başladık. 43 yıl. Ticarette uzun soluklu bir süreç. Kendi başımıza, çalışanlarımızla birlikte başardığımız bir süreç. Mutluyuz. Bu işi yapmaktan zevk duyuyoruz. Eğitim dönemi başlaması sebebiyle eğitimcilerimize ve öğrencilerimize hayırlı bir yıl diliyorum, kendilerine başarılar diliyorum. Her şeyden öte ‘sağlıklı’ bir şekilde bu yılı tamamlayalım diyorum.

“35 YILDIR ŞEHRİN MERKEZİNDE TARIMLA İLGİLİ A’DAN Z’YE HİZMET SUNUYORUZ”

Turhan ALYAKUT:
Kırtasiyeciliğin haricinde bir başka sektörde de Silivri ve çevresine hizmet veriyorsunuz. Tarım sektörü diyelim genel anlamıyla… O konuyla ilgili neler söylersiniz?

Erdoğan ATAÇ: Tarım sektörüne girişimiz 1985 yılında oldu. 35 yıldır bu sektörün içindeyiz. Rahmetli kayınpederim Mustafa Çakı ziraat mühendisiydi ve buranın ziraat teknisyeniydi. Bu bölgenin ilçe tarım müdürüydü. Emekli olduktan sonra aklıma geleni kendisiyle paylaştım, ‘ben çalıştırırım’ deyip yardımcı olacağını söyledi ve bu şekilde başlayan bir şey. Onun kuruculuğunda başladı. 35 yıldır şehrin merkezinde tarım, zirai ilaç, tohum, gübre, hobi ürünleri vb. tarımla ilgili A’dan Z’ye yaptığımız bir çalışma var burada. Oldukça da başarılı olduğumuza inanıyorum.

“YENİ YERİMİZ OLAN ATAÇ KIRTASİYE TARIM SANAYİ, BUGÜN İTİBARİYLE FAALİYETE GİRDİ”

Çok ufak bir yerden başladık, bugün yeni bir yerimizi daha açtık Ataç Kırtasiye Tarım Sanayi diye bir yer. 750 metrekare üzerinde içerisinde A’dan Z’ye bütün tarım ürünlerinin ve aletlerinin olacağı bir alanı çalışmaya soktuk. Pandemi dönemi bize tarımın çok önemli olduğunu bizlere gösterdi. Toplumlar dönem içinde ister istemez kapanıyorlar. Bu sefer temel ihtiyaç olan tarım ürünlerini ithal etmek zorlaşabilir çünkü her ülke kendi sorunlarını halletmek zorunda. Biraz ironi ama pandeminin faydası bu oldu. Tarımı hatırladılar. Sembolikte olsa toprağa girdiler. Anlayış anlamında büyük fayda sağladı.

“TARIM SEKTÖRÜNDE SATIŞLA İLGİLENENLER PANDEMİDEN AZ ETKİLENDİ”

Turhan ALYAKUT:
Hizmet verdiğiniz tarım sektörü pandemiden en çok etkilenen sektörler arasında yer aldı. Mevsim olarak çiftçilerin, tarım işçilerinin çalışacağı bir döneme denk geldiği için pandemi kısıtlamaları tarım sektöründe daha gevşek bir biçimde uygulandı.

Erdoğan ATAÇ: Aslında tarım sektörü yani bizim olduğumuz alan olan satış bölümü bundan çok fazla etkilenmedi çünkü çiftçi tarlaya çıkabildi. Üretmek zorundasınız. Açık alanda olduğu için çalışmak adına rahat bir süreç oldu. Hobiciliğe de yönelim oldu. Ufacık bir toprağı bile olan herkes bahçesinde bir şeyler ekti. Pandemi dönemi bize kendimize yetmeyi öğretti. Tarım bu konuda biraz daha az etkilendi.

“PANDEMİDE OKUL SATIŞIMIZ ÇOK DÜŞTÜ”

Turhan ALYAKUT: Eğitim sektörü de pandemiden en çok etkilenen sektörlerin başında. Siz de eğitim sektöründe hizmet veren bir kuruluş olarak bundan çok fazla etkilendiniz. Nasıl etkilendi kırtasiye sektörü bu durumdan, biraz genel bilgi verebilir misiniz?

Erdoğan ATAÇ: Kırtasiye doğrudan etkilenen sektörlerden bir tanesi. Biraz sektörden bahsederek girmek lazım bu olaya. Eskiden kırtasiyecilik denince akla bir okulun çevresinde sadece kitap, defter, kalem, silgi satan küçücük bir iş yeri akla geliyordu. Sadece okula hitap ediyordu ama şimdi kırtasiyecilik öyle değil. Kırtasiyeciliğin manası, işlevi değişti. Kırtasiye deyince bugün ofis kırtasiyesi, fabrikalara ürün temini, kamusal yerlere ürün temini yani ofis bölümü, kurumsal bölümü, okul kırtasiyesi, hediyelik bölümü gibi bir sürü bölümler oluştu. O bakımdan okul satışımız çok düştü ama bizim gibi firmalar kurumsal çalışmaları söz konusu olduğu için bu dönemi az sıkıntılı geçirebildi. O zaman fabrikalarda kapandı. Mal temin ettiğimiz yerlerde üretimlerini durdurdu. Yani kırtasiye bölümünde tarıma göre daha büyük sıkıntılar yaşadık. Okullar kapandı buna bağlı olarak ulaşım, yemek sektörü sıkıntı çekti. Pandemi zaten en çok hizmet sektörünü vurdu. Bizler bir nebze olsun daha iyiydik ama tamamen okul kısmıyla uğraşan arkadaşlar büyük sıkıntılar çekti.

“BİLİNEN ALIŞVERİŞ SİTELERİNDE İNTERNETTEN ÜRÜN SATIŞIMIZ VAR”

Turhan ALYAKUT: Günümüzde artık neredeyse internetten satın alamadığımız ürün yok. Sizin internet satışınız da var mı?

Erdoğan ATAÇ: İnternet satışımız var. Gerçi kendi sitemiz değil. Çok bilinen alışveriş sitelerinde platform açarak oralardan satışlar yapıyoruz ama tabi bu satışlar çok karlı olmuyor. Sıkışmış, satmakta zorlandığınız, ülkemizin farklı bölgelerinden aranacak malları oraya koyarak ürünlerinizi eritmek, stoğunuzu düzenlemek adına yapılan bir satış. Kendi sitemizi oluşturursak başarımız daha güçlü olacaktır. Bunu da yapmaya çalışıyoruz.

“ZİNCİR MARKETLER BÜTÜN SEKTÖRLERE BİR TAKIM SIKINTILAR YAŞATIYOR”

Turhan ALYAKUT: Zincir marketlerin kırtasiye ürünlerini satması sektörünüzün kanayan yaralarından birisi diye tahmin ediyorum.

Erdoğan ATAÇ: Evet. Zincir marketler her aya bir sektörü raflarına alıyorlar. O bakımdan bütün sektörlere sıkıntıları var. Bu konularda bir takım yasal düzenlemelerin getirilmesi lazım. Kırtasiye sektöründe çalışıyoruz ama biz bu işi gerçekten uzman kişilerle çalışıyoruz çünkü biz bu işi 12 ay yapıyoruz. 1 ay bırakıp rafımızı toplayıp kenara çekilmiyoruz. 12 ay sattığımız malın arkasında, işimizin takibinde oluyoruz. Onun için alıcıların bu konuda daha hassas davranmaları gerektiğine inanıyorum. Sektörler uzmanlaşmalı. Market tabi ki olsun ama sektörel bazda olsun.

“TÜM KIRTASİYECİLER DERNEĞİ’Nİ GENİŞLETMEMİZ LAZIM”

Turhan ALYAKUT: Her sektörün sorunlarına çözüm önerisi ortaya koyma amacıyla bir takım sivil toplum kuruluşları var. Sizin de üyesi olduğunuz bir sivil toplum kuruluşu var mı ve sizin yaşadığınız sorunlarla ilgili ne tür çözüm önerileri getiriyor bu sivil toplum kuruluşları?

Erdoğan ATAÇ: Tüm Kırtasiyeciler Derneği (TÜKİD) diye bir kuruluşumuz var. Ben üye değilim. İthalatçı ve üreticiler kısmında kurulmuş bir sivil toplum örgütü. Daha sonra perakendecileri de kabul etmeye başladılar. Ben yeni olarak katılmadım ama sorunlarımızı bu dernek ve basın vasıtasıyla ilgili kurumlara duyurmaya çalışıyoruz ama yeterli mi değil. Bunu çok daha genişletmemiz lazım. Bizim de sorumluluğumuz var. Eksiğiz bu konuda. Katılıp bu platformu daha da genişletip sorunlarımızı resmi mercilere daha iyi aktarabilmemiz lazım.

“TÜKETİCİLER GÜVENİLİR YERLERDEN ALIŞVERİŞ YAPMALI”

Turhan ALYAKUT: Peki kırtasiye ürünü alırken dikkat etmemiz gereken şeyler var mı? Çünkü en önemli konulardan bir tanesi kırtasiye ürünlerinin kalitesi…

Erdoğan ATAÇ: TSE belgesi vardır ürünün kalitesini belirleyen, CE belgesi de sağlık ve güvenlik formudur. Bunlara bakmak lazım ama bu belgeler tüm kırtasiye ürünleri için geçerli değildir. Pastel boyaları, keçeli kalemler, oyun hamurları, su boyalar, kuru boyalar, mum boyalar, yüz boyaları, silgi gibi yani daha ziyade 14 yaş altı gruba yönelik ürünler için geçerlidir. Tüketici güvenilir yerlerden alışveriş etmeli. Markalı ürünleri tercih etmeliler çünkü markalarını korumak adına daha hassasiyet göstermek zorundalar.

“ÜRETİMDE VE HOBİ TARIMINDA İHTİYAÇ DUYULAN TÜM GİRDİLERİ, EKİPMANLARI SATIYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Tekrar tarım sektörüne dönecek olursak yeni hizmete açtığınız bir yer var. Orada sadece bu işi profesyonel olarak yapan çiftçilere hizmet vermediğinizi, hobi bahçeciliği yapan insanlara da hitap ettiğinizi söylediniz. Mesela ben gelsem oradan sarmaşık çiçeğinin tohumunu bulabilir miyim?

Erdoğan ATAÇ: Tabi ki. Çiçek tohumları, sebze tohumları, 5-10-50 gramlık, yarım kiloluk paketler, bahçecilik, çiçekçilik yapanlar için çim biçme makineleri, budama makasları yani bütün ekipmanlar, çapalama makineleri, ilaç bölümü mevcut. Bu konuda danışmanlık yapacak bahçecilik ve tarla bitkileriyle ilgilenen uzman arkadaşlarımız da var.

“DEVLETTEN BİR TAKIM DÜZENLEMELERLE DESTEK BEKLİYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Son olarak neler söylemek istersiniz?

Erdoğan ATAÇ: Bu sektörlerin yaşaması lazım. KOBİ’lerin, orta ölçekli işletmelerin yaşaması lazım. Bu konuda halkımızın da destek olması lazım çünkü toplumda çalışan kesim ve en büyük sermeyenin olduğu kesim arasında süspansiyon görevini gören bir kesimdir. İnsanlar umutlarıyla yaşarlar. Orta kesim bu umudu temsil eder. Küçük bir işe başlar bu işyerinden büyük bir işletme sahibi olmayı hayal eder. Siz bu umudu yok ettiğiniz zaman çalışanlar ve üst kesim arasında sürtüşme başlar. Sosyolojik açıdan da çok önemlidir. Biz bu konuda devletten de bir takım düzenlemelerle destek bekliyoruz. Tabi ki bizde kendimizi yenilemeliyiz ve çağa ayak uydurmalıyız.

Haber : Batuhan GÜÇLÜ