Balcıoğlu: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin İmzasıdır!"
İBB Meclisi Kasım Ayı 2. Oturumunda Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bedenen aramızdan ayrılışının 83. yıldönümü nedeniyle söz alan CHP İBB ve Silivri Belediye Meclis Üyesi Bora Balcıoğlu, “Büyük Atatürk bu ülkede seni seven ve anlayan bir gençlik her zaman var olacaktır. Nasıl ki her eserin bir imzası varsa bu ülkenin imzası da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ruhun şad olsun” ifadelerini kaydetti.
Editör: Yaz Dostum
10 Kasım 2021 - 22:57 - Güncelleme: 10 Kasım 2021 - 23:03
CHP İBB ve Silivri Belediye Meclis Üyesi Bora Balcıoğlu, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 83. yılı nedeniyle İBB Meclisi Kasım Ayı 2. Oturumunda bir konuşma gerçekleştirdi. Balcıoğlu, konuşmasında Atatürk’ün stratejik dehası ve ileri görüşlülüğüyle Türkiye Cumhuriyeti'ni ilk yıllarında kalkındırmayı ve devraldığı enkazdan bir ülke yaratmayı başardığının vurguladı.
“57 YILLIK YAŞAMINA NİCE ZAFERLER, BAŞARILAR VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN NİŞANESİ CUMHURİYETİ SIĞDIRDI”
Balcıoğlu, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada şu görüşlere yer verdi:
Ömrünün tamamını O’nu var eden topraklara, milletine ve o milletin gelecek kuşaklarına adayan bir liderden hakkıyla bahsedebilmek benim açımdan oldukça güç. Zira tarih bile bu liderin yüksek azmi ve dehası sayesinde başardıklarından bahsederken zorlanıyor. 57 yıllık yaşantısında açlık, yokluk, sefalet ve moral çöküklüğüne rağmen milletinden aldığı güç ile önce askeri ardından siyasi dehası sayesinde milletin ve vatanın bağımsızlığı için girdiği her mücadeleyi zaferle taçlandırarak adını silinmeyecek biçimde Türk ve dünya tarihine altın harflerle yazdıran bir lidere sahip olabilmek… Çok şanslıyız. Böylesi bir liderin ışığında ilerleyebildiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzu her düşündüğümde çalışma azmim, ulusumuzun geleceği ile ilgili umudum ve başarabileceklerimizin sınırı kat kat artıyor. Gururlanıyorum, şükrediyorum.
Müsaadenizle Atatürk’ün hayatından bazı kesitleri sizlere aktararak O’nu yad etmek ve evlatlarımıza O’nu biraz daha yakından tanıtmak istiyorum;
Öylesine bir başkomutan düşünün ki 238 yıldır çözülen, dağılan ve geri çekilen orduyu taarruz edebilecek birlik ve güce eriştirsin.
Öylesine ahlaklı bir genç düşünün ki böyle gelmiş böyle giden bir düzende hırsızlık mallarından verilen hisseyi kabul etmeyip “Ben namuslu bir askerim. Benimle arkadaş olmak isteyenlerin de namuslu olması gerekir” desin. Ve bugünün değil yarının adamı olsun.
Bir başöğretmen düşünün. Okuma yazma oranının %8,6 olduğu bir memlekette harf inkılabı ile 14 yıl içinde okuma yazma oranının 3 kat artmasını sağlasın. Askeri teknikten geometriye, tarihten vatandaşlık bilgisine kadar farklı alanlarda yazılı eserler bıraksın. Ve bir başöğretmen düşünün ki ömrü boyunca cephe gerisinde dahi bulabildiği her fırsatta farklı dillerde altlarını çizerek ve notlar alarak en az 3 Bin 997 adet kitap okumuş olsun.
Öylesine bir devlet insanı düşünün ki on yıllardır savaşta varını yoğunu kaybetmiş, elinde avucunda hiçbir şeyi kalmamış, üzerine bir de devralınan borçları ödemek zorunda kalan bir ülkeyi 15 yılda ağır sanayide dahil olmak üzere en az 45 fabrika açılan ve temeli atılan, bu fabrikalarda ürettiklerini ihraç eden, devraldığı borçların büyük bir kısmını ödeyen ve seri üretim uçak dahi üretebilen bir ülke haline getirsin.
Bir ilerici, kadın-erkek eşitliğine önem veren mebus düşünün. Kadın ve erkek yurttaşların eşit olduğunu, cephede nasıl birlikte savaştılarsa hayatın tüm alanlarında da eşit konumlanmaları gerektiğini savunsun. Bu uğurda ilk somut adımı da dünyada pek çok ülkeden önce bizim ülkemizde kadınların seçme ve seçilme haklarına destek olarak vermiş olsun.
Bir hümanist düşünün. Ömrünün büyük kısmı savaş meydanlarında geçmiş bir komutan olsun ancak yine de “Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir. Yurtta sulh, cihanda sulh!” diyebilsin.
“BÜYÜK ATATÜRK, SENİ SEVEN VE ANLAYAN BİR GENÇLİK HER ZAMAN OLACAK”
Size örnek aldığımız insanı anlatmak için saatler yeterli olmaz. Son olarak diyorum ki; Büyük Atatürk bu ülkede seni seven ve anlayan bir gençlik her zaman var olacaktır. Nasıl ki her eserin bir imzası varsa bu ülkenin imzası da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ruhun şad olsun.
Haber: Batuhan GÜÇLÜ
“57 YILLIK YAŞAMINA NİCE ZAFERLER, BAŞARILAR VE ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜN NİŞANESİ CUMHURİYETİ SIĞDIRDI”
Balcıoğlu, 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada şu görüşlere yer verdi:
Ömrünün tamamını O’nu var eden topraklara, milletine ve o milletin gelecek kuşaklarına adayan bir liderden hakkıyla bahsedebilmek benim açımdan oldukça güç. Zira tarih bile bu liderin yüksek azmi ve dehası sayesinde başardıklarından bahsederken zorlanıyor. 57 yıllık yaşantısında açlık, yokluk, sefalet ve moral çöküklüğüne rağmen milletinden aldığı güç ile önce askeri ardından siyasi dehası sayesinde milletin ve vatanın bağımsızlığı için girdiği her mücadeleyi zaferle taçlandırarak adını silinmeyecek biçimde Türk ve dünya tarihine altın harflerle yazdıran bir lidere sahip olabilmek… Çok şanslıyız. Böylesi bir liderin ışığında ilerleyebildiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzu her düşündüğümde çalışma azmim, ulusumuzun geleceği ile ilgili umudum ve başarabileceklerimizin sınırı kat kat artıyor. Gururlanıyorum, şükrediyorum.
Müsaadenizle Atatürk’ün hayatından bazı kesitleri sizlere aktararak O’nu yad etmek ve evlatlarımıza O’nu biraz daha yakından tanıtmak istiyorum;
Öylesine bir başkomutan düşünün ki 238 yıldır çözülen, dağılan ve geri çekilen orduyu taarruz edebilecek birlik ve güce eriştirsin.
Öylesine ahlaklı bir genç düşünün ki böyle gelmiş böyle giden bir düzende hırsızlık mallarından verilen hisseyi kabul etmeyip “Ben namuslu bir askerim. Benimle arkadaş olmak isteyenlerin de namuslu olması gerekir” desin. Ve bugünün değil yarının adamı olsun.
Bir başöğretmen düşünün. Okuma yazma oranının %8,6 olduğu bir memlekette harf inkılabı ile 14 yıl içinde okuma yazma oranının 3 kat artmasını sağlasın. Askeri teknikten geometriye, tarihten vatandaşlık bilgisine kadar farklı alanlarda yazılı eserler bıraksın. Ve bir başöğretmen düşünün ki ömrü boyunca cephe gerisinde dahi bulabildiği her fırsatta farklı dillerde altlarını çizerek ve notlar alarak en az 3 Bin 997 adet kitap okumuş olsun.
Öylesine bir devlet insanı düşünün ki on yıllardır savaşta varını yoğunu kaybetmiş, elinde avucunda hiçbir şeyi kalmamış, üzerine bir de devralınan borçları ödemek zorunda kalan bir ülkeyi 15 yılda ağır sanayide dahil olmak üzere en az 45 fabrika açılan ve temeli atılan, bu fabrikalarda ürettiklerini ihraç eden, devraldığı borçların büyük bir kısmını ödeyen ve seri üretim uçak dahi üretebilen bir ülke haline getirsin.
Bir ilerici, kadın-erkek eşitliğine önem veren mebus düşünün. Kadın ve erkek yurttaşların eşit olduğunu, cephede nasıl birlikte savaştılarsa hayatın tüm alanlarında da eşit konumlanmaları gerektiğini savunsun. Bu uğurda ilk somut adımı da dünyada pek çok ülkeden önce bizim ülkemizde kadınların seçme ve seçilme haklarına destek olarak vermiş olsun.
Bir hümanist düşünün. Ömrünün büyük kısmı savaş meydanlarında geçmiş bir komutan olsun ancak yine de “Ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. Ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir. Yurtta sulh, cihanda sulh!” diyebilsin.
“BÜYÜK ATATÜRK, SENİ SEVEN VE ANLAYAN BİR GENÇLİK HER ZAMAN OLACAK”
Size örnek aldığımız insanı anlatmak için saatler yeterli olmaz. Son olarak diyorum ki; Büyük Atatürk bu ülkede seni seven ve anlayan bir gençlik her zaman var olacaktır. Nasıl ki her eserin bir imzası varsa bu ülkenin imzası da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ruhun şad olsun.
Haber: Batuhan GÜÇLÜ
YORUMLAR