Hamzaçebi Çatalca ve Silivri'deki mülkiyet sorunlarını TBMM'ye taşıdı

CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi, Çatalca ve Silivri'nin bazı mahallelerinde yaşanan mülkiyet sorunlarını TBMM gündemine taşıdı.

Hamzaçebi Çatalca ve Silivri'deki mülkiyet sorunlarını TBMM'ye taşıdı
Editör: Yaz Dostum
27 Haziran 2019 - 12:31 - Güncelleme: 19 Mart 2022 - 18:27

CHP'li Hamzaçebi, Meclis Genel Kurulu'nda gündem dışı söz alarak yaptığı konuşmada Çatalca ve Silivri'deki köyleri dolaşarak sorunları yerinde tespit ettiğini belirtti. Hamzaçebi, 141 yıldır mahallerlerde yaşayan yurttaşlara ecrimisil ihbarnameleri geldiğini kaydetti.

“TAPU PROBLEMİNİ DÜZENLEMEYLE ÇÖZMEK GEREKİYOR”

Mehmet Akif Hamzaçebi'nin Meclis'te yaptığı konuşmada şunları söyled:

"Silivri'nin Sayalar, Çayırdere, Danamandıra köyleri, Çatalca'nın Aydınlar, Hallaçlı, Gümüşpınar, Karamandere, Yaylacık köyleri ile yine Çatalca'nın eski Binkılıç Mahallesi, yeni Fatih ve Atatürk mahalleleri. Burada yaşayan vatandaşlarımızın çok uzun yıllardır tapu problemi var. Türkiye'nin genelinde bir tapu ve mülkiyet problemi vardır ancak saydığım bu mahallelerdeki tapu probleminin Türkiye'nin diğer yerlerinde yaşanan problemlerden çok büyük farkı var. O nedenle, bu saydığım mahallerdeki tapu problemini çok ayrı bir düzenlemeyle çözmek gerekiyor.

HAMZAÇEBİ ARAŞTIRMALARIYLA İLGİLİ KONUŞTU

Seçimden önce genel başkanımız bu köylere gitti, daha sonra bana görev verdi, ben de bu köylere gittim, Çatalca'nın köylerine, oraları dolaştım, sorunu yerinde tespit ettim. Tarihimizde "93 Harbi" denen bir harp vardır. Rumi takvimde 1293 yılına denk gelmesi nedeniyle "93 Harbi" olarak adlandırılan 1877-1878 tarihindeki Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun Balkanlarda büyük ölçüde toprak kaybıyla sonuçlanmıştır. Balkanlardan özellikle de Tuna bölgesinden bugünkü Anadolu coğrafyasına, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yer alan coğrafyaya büyük göçler meydana gelmiştir. Dönemin padişahı II. Abdülhamit. II. Abdülhamit o dönemde bu göçü yönetmek üzere İdare-i Umumiye-i Muhacirin Komisyonu kurmuştur. Komisyonun amacı, göç edenleri İstanbul'da karşılamak ve Anadolu coğrafyasının neresine yerleştirileceğini tespit etmek.

“DEDELERİNDEN KALAN TOPRAKLARI KULLANIYORLAR”

Başlangıçta amaç, bu iskânın geçici amaçlı olmasıdır çünkü Balkanlardaki Müslüman Türk nüfusun diğer nüfusla olan oranının değişmesini arzu etmiyor doğal olarak II. Abdülhamit. Ama şartlar izin vermiyor, daha sonra bu geçici iskân kalıcı iskâna dönüşüyor, hatta II. Abdülhamit o Komisyonla yetinmeyerek Yıldız Sarayı'nda bizzat kendi başkanlığı altında Umum Muhacirin Komisyonu da kuruyor. Amaç, bu göçü iyi bir şekilde yönetmek ve bu insanları bu coğrafyaya yerleştirmek ve bundan hareketle de tarımsal üretimi artırmak. Yani, bu insanlar, bir kısmı Çatalca ve Silivri'ye yerleştirilen, bir kısmı Anadolu'da Eskişehir'e yerleştirilen, Türkiye'nin muhtelif illerine yerleştirilen bu insanlar, yüz kırk bir yıldır bu topraklarda yaşıyor. Çatalca ve Silivri ilçelerinin bu köylerindeki vatandaşlarımız; atalarından, dedelerinden bu yana bu toprakları kullanıyor.

“MADDEDE BÜYÜK EKSİKLİK VAR”

Sorunun çözümü amacıyla, bir kanun çıkarıldı 2017 yılında, 7020 sayılı Kanun, 18 Mayıs 2017'ydi. Şu kürsüde Meclis Başkan Vekili olarak oturuyordum, önüme geldi, kabul edildi, bütün partilerin oylarıyla kabul edildi. Ben bütün önergeleri okurum, şimdi olduğu gibi, okurum. Fakat bu kabul edilen önergede, yasalaşan bu maddede büyük bir eksiklik var. Diyor ki: Siz değerli kardeşlerim, vatandaşlarımız, sizin sorununuzu çözeceğiz. Piyasa fiyatı neyse bu arazilerin, bu araziler değil, köy yerleşik sınırları içerisinde 7 bin metrekareye kadar olan kısmının tapusunu size veririz rayiç bedelle, piyasadaki alım satım fiyatıyla. Bu vatandaş alamaz ki bunu, alamaz. Başka kanunlar var, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun, 2B kanunu olarak isimlendirdiğimiz ve 12'nci maddesiyle de Hazineye ait tarım arazilerinin satışını düzenleyen bu Kanun'daki sözünü ettiğim maddede Hazineye ait tarım arazilerinin satışı düzenleniyor. Burada "rayiç bedel" diyerek o kanundan daha farklı bir kolaylık getirmiş olmuyorsunuz. Üstelik, oradaki düzenlemede üç yıldır o tarım arazisini kullanan vatandaşlar tapuyu alabiliyor; üç yıldır. Bu insanlar ne kadar zamandır oturuyor?

“KANUN TEKLİFİ MECLİS BAŞKANLIĞINA İNTİKAL ETTİ”

Yüz kırk bir yıldır oturuyorlar, yüz kırk bir yıldır. Yetmiyormuş gibi, 2006 sonları, 2017 başında bu vatandaşlarımıza idare ecrimisil ihbarnameleri göndermiş. Ecrimisil neden dolayı alınır? Bir araziyi, Hazine arazisini işgal eden vatandaştan alınır. Bunlar işgalci değil, padişah iradesiyle Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin iradesiyle buraya yerleştirilmiş. İşgal, sahibinin izni dışında bir araziyi kullanmaktır. Böyle büyük bir hata olamaz. Bir de bunlardan ecrimisil isteniyor. Vatandaşlarımıza söz verdim, ben Ankara'ya döndüğümde hemen kanun teklifini vereceğim diye. İstanbul'da hazırladığım kanun teklifimi geçen hafta grup başkanlığımıza verdim ve Meclis Başkanlığına intikal etti, şu anda Bayındırlık ve İmar Komisyonunda; yarın bir teklif görüşülecek orada, onunla birleştirilerek görüşülmesini de Komisyon Başkanından talep ettim bugün. Şimdi, belki bazı arkadaşlar cevap verecektir.

“BİZ HANGİ ADIMI ATARSAK İKTİDAR BİZİ TAKİP EDER”

Ben o köylülere şunu söylemiştim: Bana soracaksınız, ya Sayın Akif Hamzaçebi, sen kanun teklifini vereceğim, bunu düzelteceğim diyorsun da sen muhalefet milletvekilisin, nasıl düzelteceksin? Hiç merak etmeyin dedim, biz hangi konuda, bu mülkiyet konularında özellikle hangi adımı atarsak iktidar bizi takip eder. Bu insanlar yüz kırk bir yıldır orada oturuyor, üç yıldır herhangi bir hazine arazisini kullananlarla onları eşit konuma getiriyorsunuz. Bu insanların bir farklılığı olmalı.

“EMLAK VERGİ DEĞERİ ÜZERİNDE DEVREDELİM”

Ben şu kanun teklifini verdim, milletvekili arkadaşlarımla birlikte imzaladım, verdim ve diyorum ki bu vatandaşlarımıza emlak vergi değeri üzerinde devredelim. Siz ne diyorsunuz? "Rayiç bedeli kaldırıyoruz, rayiç bedelin yarısı oranında bir bedelle vereceğiz." Rayiç bedelin yarısı oranında bir bedelle herkese veriyorsanız Çatalca, Silivri köylülerinin farklılığı nedir?

“141 YILLIK MAĞDURİYETİ GİDERELİM”

Vermiş olduğunuz teklif de doğru değildir. Zaman var. Yarın komisyon toplantısına katılacağım, bu vatandaşlarımızın sorunlarını orada dile getireceğim. Hakkaniyete uygun olan düzenleme, bu vatandaşlarımıza bu arazilerin mülkiyetini emlak vergi değeriyle vermektir. İkili bir düzenleme yapıyorsunuz. 7 bin metrekareye kadar bu yasada -şimdi düzelttiğiniz bu madde olur- bir satış düzenliyorsunuz, "E üstü, üstündeki tarım arazisi?" "Onu öbür yasada yapacağız." Niye kulağı böyle gösteriyorsunuz? Her ikisi de rayiç bedel. Bırakın onu, gelin emlak vergi değerinden bu düzenlemeyi yapalım, yüz kırk bir yıllık mağduriyeti giderelim. Vatandaşın ödemiş olduğu ecrimisili de satış bedelinden mahsup edelim. Ben bunları söylerken, bugün burada konuşacağımı ifade ettim, çok da "tweet"ler, "mail"ler aldım. Çatalca'nın başka mahallerinden "mail"ler aldım. "Bizim köyümüzde de benzer sorunlar var." deniyor ama benzer değil. 2/B arazisi olan köylüler var, başvurularını yapmışlar, kadastro müdürlüğü gelip ölçüm yapacak ama kadastro müdürlüğünün ödeneği yok, ödenek gelmesini bekliyorlar. İnşallah o ödenek de gelir."

YORUMLAR

  • 0 Yorum