Kavaklı'dan Walt Disney'e Uzanan Başarı Öyküsü

İş Dünyası programına konuk olan Keskin Color Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Keskin; markanın kuruluş hikayesini ve şirketin günümüzdeki haline nasıl geldiğini anlattığı yayında, “2000 yılında, lisanslı kağıttan kırtasiye grubuna yönelik adımlar atan şirketimiz, o yıldan günümüze Walt Disney, Hasbro, Warner Bros, Lucas Film, Cartoon Network gibi pek çok tanınmış uluslararası firmanın lisansını portföyüne katarak büyüdü” ifadelerine yer verdi.

Kavaklı'dan Walt Disney'e Uzanan Başarı Öyküsü
Editör: Yaz Dostum
23 Haziran 2020 - 18:57 - Güncelleme: 23 Haziran 2020 - 21:33
 
Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği ile Küpe FM ortaklığında yayımlanan İş Dünyası’nın yeni konuğu Kavaklı’da 15.000 metrekarelik tesiste faaliyet gösteren; kartpostal, turistik yayınlar, poster, takvim, ajanda, tebrik kartı ile kağıttan kırtasiye ürünleri üreten ve pazarlamasını yapan Keskin Color'un Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Keskin oldu.

Reşit Keskin telefon bağlantısı üzerinden gerçekleştirilen yayında radyo programcısı Turhan Alyakut’un soruları doğrultusunda markanın kuruluşu, bugünlere gelişi ve gelecek hedeflerini aynen şöyle paylaştı:

“ŞİRKETİMİZ 1963’TE KURULDU”

Turhan ALYAKUT: Keskin Color’un ortaya çıkış hikayesini bizlere anlatır mısınız?

Reşit KESKİN: Şirketimizin temelleri 1963 yılında atılmış. O zamanlar Pendik Lisesi’nde Fransızca öğretmeni olan amcam Naci Keskin, İstanbul’un tarihi ve turistik yerlerinin fotoğraflarını çekip daha sonra bunları siyah beyaz olarak basarak yerli ve yabancı turistlere satıyormuş. Kendisine yardım etmesi için babam Abdullah Keskin’i İstanbul’a çağırıyor. İki kardeş bir fotoğraf makinesi ile çektikleri fotoğrafları renkli olarak bastırıp çoğaltarak Sirkeci ve Sultanahmet’te ağırlıkla yerli ve yabancı turistlere ürün satan yerlere vermeye başlamışlar. Keskin Color A.Ş.’nin temelleri bu şekilde atılmış.

“COLOR KARTPOSTALCILIK LİMİTED ŞİRKETİNİN KURULMASIYLA YOL ALINDI”

1963 yılından 1966 yılına kadar çektikleri fotoğrafları Güzel Sanatlar matbaasında bastırıp satışını yapmışlar. Bu işe o zaman tek bir fotoğraf makinesi ile başlanmış, satılan kartpostalların ilgi görmesi ve gelen talebe yetişmede zorlanmasıyla talebe daha hızlı cevap verebilmek için bir matbaa kurmaya karar verirler. 1966 yılında Ali Rıza Baskan ailesi ve Keskin ailesi ortak olarak Keskin Color Kartpostalcılık Limited şirketini kurdular. Yine aynı yıl tek renkli bir ofset makinesi, bir kesim makinesi ve bir parlatma makinesi ile adım attığımız sektörde bugün faaliyetlerimizi büyüyerek sürdürmenin mutluluğunu yaşıyoruz.

“GÜNEŞLİ’DEKİ MATBAA BİNAMIZLA KIRTASİYE SEKTÖRÜNE GEÇİŞ YAPTIK”

Yıllar içindeki büyümemizde kırılma noktası olarak nitelendirilebilecek birkaç dönüm noktamız var. Kısaca onlardan bahsetmek isterim. 1995 yılında Pierre Loti’deki Çemberlitaş’ta 700 metrekarelik binamızdan Güneşli’deki 4 bin metrekarelik matbaa binamıza ofset ve mücellit bölümümüzdeki makine parkımızı genişleterek geçmemizle başladık. İstanbul Güneşli’deki yeni matbaa binasına geçen Keskin Color aynı dönemde dosya, ambalaj kağıdı, bloknot ve defter gibi kağıttan kırtasiye ürünlerinin üretimi ve pazarlaması ile kırtasiye sektöründeki basamakları çıkmaya başladı. 
 
“2016’DA KAVAKLI’DAKİ YENİ TESİSİMİZE TAŞINDIK”

2000 yılında, lisanslı kağıttan kırtasiye grubuna yönelik adımlar atan şirket, o yıldan günümüze Walt Disney, Hasbro, Warner Bros, Lucas Film, Cartoon Network gibi pek çok tanınmış uluslararası firmanın lisansını portföyüne katarak büyüdü. 2016 yılında Silivri Kavaklı’daki 15 bin metrekarelik yeni tesisimize geçmemiz de şirketimizin önemli dönüm noktalarından biridir. Özellikle kartpostal üretimi noktasında Türkiye’de çok önemli bir yere sahibiz.

“İLK YILLARDA SADECE KARTPOSTAL ÜRETİYORDUK”

Turhan ALYAKUT: Kartpostal üretimi noktasında Türkiye’de çok önemli bir yere sahipsiniz ama peki kartpostal hayatımızda eskisi gibi önemli bir yere sahip mi acaba? Ne kadar hayatımızda?

Reşit KESKİN: Maalesef şu anda tamamen çıktı gözüküyor. Türkiye’nin en eski kartpostal üreticilerinden biriyiz. 1960-1970’li yıllarda iletişim araçları günümüzdeki kadar yaygın değildi bu sebeple kartpostala olan ilgi oldukça yüksekti. Kurulduğumuz ilk yıllarda sadece kartpostal üretimi ve pazarlaması yapıyorduk. Yaşı ileri olanlar bizi kartpostallardan biliyorlar. İlk zamanlar İstanbul’un çeşitli semt ve sembolleşmiş anıtlarının kartpostallarını basarken, yıllar içinde kartpostal koleksiyonumuza Türkiye’nin tarihi, doğal pek çok güzelliğini bayram kartlarını, Kurban Bayramı’nda koçlu kartpostalları, asker kartlarını ve romantik kartları ekledik.
 
“KARTPOSTAL SATIŞIMIZ 30 MİLYONDAN 2,5 MİLYONA DÜŞTÜ”

1980’ler sanatçı kartpostallarıyla devam eden kartpostalın yükselişi bildiğiniz gibi 1995’te cep telefonu ve tezgahların açılmasına yasaklar gelince ne yazık ki bitti. Yani o senelere kadar yılda 30 milyon kartpostal sattığımız zamanları biliyoruz. Şu an sattığımız kartpostal ise yılda 2-2,5 milyon civarı. Kartpostalın çok popüler olduğu dönemde birçok ünlü isim kartpostallarımızı satmış, okul harçlıklarını çıkarmış.

“CUMHURBAŞKANIMIZ BİZİM KASTPOSTALLARIMIZDAN SATMIŞ”

Turhan ALYAKUT: Mesela kim efendim?

Reşit KESKİN: Bir tanesi rahmetli Tayfun Talipoğlu. Bir gün konuşma fırsatımız olduğunda aile durumunun çok iyi olmadığı dönemde, Eskişehir’de üniversite okurken bizim kartlarımızı satarak eğitimini tamamladığını anlatmıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da bu isimlerden biri. Televizyonda birkaç kere çıktı. Öğrencilik yıllarında sık sık uğrayarak kartpostal alıp satıyormuş. İki defa bizden bahsetti. Bir tanesi TRT 3’te, ikincisi de Ustanın Hikayesi isimli bir programda. O programda, “Reklama girmez heralde, ben talebeliğimde Keskin Color’dan kartpostal alıp satardım” dedi. Bizim telefonlar kilitlendi tabi.

“İŞİN İÇİNDE BÜYÜDÜM”

Turhan ALYAKUT: Şirketin ikinci kuşak temsilcisi olarak başarıyla şirketinizi yönetiyorsunuz. Sizin sektöre girmeniz ne zaman ve nasıl oldu?

Reşit KESKİN: Açıkçası ilkokulda yaz tatillerinde işe gidiyordum. Çalışmak hoşuma gidiyordu. Ortaokuldan itibaren düzenli girdim diyebilirim. Belki yanlış anlaşılır ama okulum zordu, orta ikide okurken sınıfta kaldım. Babama, “Ne olur ben okumayım geleyim şirkette hamallık yapayım” dedim. Tabi ki razı olmadılar. Tamamen işin içinde büyüdüm. Ticareti sevdim. Ancak babam şirkette çalışmama üniversiteyi bitirmemi şart koşarak izin vereceğini söyledi. Onun için eğitimim her zaman önemli ve öncelikliydi. Ticarete olan eğilimim küçük yaşlarda başladığı için Marmara Üniversitesi iktisadi Ticari Bilimler Fakültesi’ne girdim. O zaman devam mecburiyeti de yoktu. İkisini bir arada götürdüm. 1978 yılından beri de bilfiil çalışmaya başladım. O dönemlerde 6 yıl boyunca satış ve muhasebede çalıştım. 1984’te kısa dönem askerliğimi yapıp geldikten sonra rahmetli amcam ve babam, “artık sen oldun” dediler. 1984 yılında Genel Müdür olarak atandım. 1994 yılından beri de şirketin Yönetim Kurulu Başkanıyım.

“AİLE ŞİRKETİ OLARAK GAYET GÜZEL YÜRÜTÜYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Reşit bey günümüzde aile şirketlerinin gelecekleri de pek parlak görünmüyor ne yazık ki çünkü geriden gelen neslin bazı temsilcileri yürütülen iş süreçlerine dahil olmak istemeyebiliyorlar. Sizden sonra yetişen üçüncü nesilde durum nedir, onlar yavaş yavaş şirkette görev almaya başladılar mı?

Reşit KESKİN: Evet. Şu anda ikinci kuşak fakat benden 18 yaş küçük kuzenim var Muhittin Keskin, şirketin kurucusu olan amcamın oğlu. Ve benim oğlum şu anda işin içinde, Berkin Keskin. Ve yine şirket ortağımız olan ablamın çocukları Gizem Öztaş ve Duygan Öztaş da şirketin içindeler. Çok şükür gayet güzel götürüyorlar. Onlarla birlikte devam ediyoruz. Benim ayrılmamı istemiyorlar, bir müddet daha devam etmemden yanalar. Bu da benim için ayrı bir gurur ve mutluluk kaynağı oluyor. İlk dönemlerde yeğenlerim ve kuzenim başladığı zaman ufak tefek şeyler oldu ama tartışma şeklinde değil. Eksik olmasınlar, yaşça büyük olduğum için beni çok saydılar, değer verdiler. Açıkçası şu anda ailemizde böyle bir sıkıntı görmüyorum. Artık onlarda oldu. Çünkü en son başlayan benim oğlum, o bile işe gireli 8 sene oldu. Kuzenim aşağı yukarı 15-20 sene oldu. Onun için şu anda birlikte çok güzel gidiyorlar. İnşallah bundan sonra da böyle gider.

“KIRTASİYEYE GİRMESEYDİK KAPATMAK ZORUNDA KALIRDIK”

Turhan ALYAKUT: Kırtasiye ürünleri ürettiğinizden söz etmiştiniz. Günümüzde çok geniş bir ürün yelpazesine sahip kırtasiye sektörü değil mi?

Reşit KESKİN: Kesinlikle. Biz kağıttan kırtasiyeye yöneldik. Hazır matbaamız vardı. Açıkçası kırtasiyeyi öğrenmeseydik maalesef kapatmak zorunda kalırdık. Biz kartpostal işi tutmaya yakın dönemlerde ne yapabiliriz diye düşünürken ufak tefek bloknot basmakla başladık işe. Daha sonra kırtasiyeye girdik. Kırtasiyede de belli bir yerlere gelmeye çalışıyoruz. Şu anda hemen hemen %90 kırtasiye üretiyoruz ve ihracat ağırlıklı çalışıyoruz.

“30 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYORUZ”

Turhan ALYAKUT:
Nerelere ihracat yapıyorsunuz?

Reşit KESKİN: İhracata 1990’lı yılların sonunda başladık. İlk başta 3-5 ülkeyken şu anda Avrupa ağırlık ve Amerika işin içine girdi. Dünyada hemen hemen 30 ülkeyle çalışıyoruz. Bunun içinde ağırlıklı olarak Almanya, Yunanistan, İspanya, Portekiz, Slovenya gibi birçok ülke var. Bundan 5 sene evvel benim ihracatı %45’e çıkarma hedefim vardı. Maalesef 5 sene içinde %45’i bulamadık ama aşağı yukarı üretimimizin %30-33 civarı ihracat oluyor.

“SANATÇI KARTLARINI İMHA ETTİK”

Turhan ALYAKUT: Peki ürettiğiniz kırtasiye ürünlerinde moda söz konusu oluyor mu? Sektör nasıl yön değiştiriyor?

Reşit KESKİN: Walt Disney, Hasbro, Warner Bros, Lucas Film, Cartoon Network gibi pek çok tanınmış uluslararası firmayla çalıştık. Bir dönem de sanatçı kartları meşhurdu. O zamanlar Türkiye’de telif hakları yasası doğru düzgün yoktu. İbrahim Tatlıses sanatçı kartı satan firmalarla ilgili, “Bizim üstümüzden para kazanıyorlar” deyince biz o dönemden itibaren bütün sanatçı kartpostallarını imha ettik. O dönemde bu ilgi de biraz düştü. O yüzden lisansa ağırlık verdik.

“İHRACATA AĞIRLIK VERİYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Peki artık sohbetin sonlarına yaklaşırken gelecekle ilgili neler söylemek istersiniz?

Reşit KESKİN: Bildiğiniz gibi globalleşen dünyada teknoloji çok büyük bir hızla gelişiyor. Biz kuruluşumuzdan bu yana yenilikleri takip etmeye ve koleksiyonumuza yansıtmaya çalışıyoruz. İç piyasa çok önemli ama ihracat hem kendimize, hem memleketimize döviz kazandırmak demek. Bizde standart ürünlerimizi yeni teknolojilerle harmanlayıp tüketicinin beğenisine sunuyoruz. Şu anda yurtdışı fuarlarını takip ediyoruz. Değişime ayak uydurabilmek çok önemli. Gençlerimizin lisan bilmeleri bizim için çok büyük bir artı. Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tuttuğunuzda hareket kabiliyetiniz oluyor. Değişen sektör dinamiklerinden en az şekilde etkilenmeye çalışıyoruz.

“ÖZEL KOLEKSİYON HAZIRLIĞINDAYIZ”

Turhan ALYAKUT: Bazı kurumlar kendi ürettiği ürünlerle ilgili özel koleksiyonlar yapıyorlar. Sizin böyle geçmişten bugüne ürettiğiniz ürünlerle ilgili bir koleksiyonunuz var mı?

Reşit KESKİN: Buna çok üzülerek cevap vereceğim. Düşünüyoruz, başladık. Maalesef çok eskiden beri olanlar yok yani bir kısım şeyler elimizde ama bir kısmı maalesef hiç yok. Bazen antikacılarda görüyoruz. Almanya’da fuardayız. Bir Ukraynalı müşterimiz de fuara gelmişti. Eski kartlarımızdan Almanya’da antikacıdan bulmuş, bize hediye getirdi. 1968 yılında Türkiye’den Almanya’ya postalanmış, arkası yazılı bizim kartlarımızdan bir tanesi. Bunları saklıyoruz ve yeni ürünlerimizi ona göre çok düzenli bir şekilde tutuyoruz.

“TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Turhan ALYAKUT: Bu güzel sohbet için teşekkür ediyorum.

Reşit KESKİN: Beni konuk ettiğiniz için ben sizlere teşekkür ediyorum. Başarılar diliyorum…

Haber : Hazal BAŞARAN

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum