Selimpaşalı Komposan Firması, Koltuğun Tüm Aksamlarını Üretiyor

İş Dünyası programına katılan Komposan Ofis Aksamları Sanayi ve TİC. LTD. ŞTİ. Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği üyesi Aret Şuşanyan, firması hakkında bilgilendirmede bulundu. Şuşanyan, “Biz koltuğu komple bitirmiyoruz. Biz koltuğun tüm aksamlarını üretiyoruz. Plastik aksam, poliüretan, metal aksamlar, kısmi ahşap ürünleri biz A'dan Z'ye bütün aksamları üretiyoruz. Aslında bildiğiniz malzemeci gibi koltuk üreticilerine malzeme veriyoruz” şeklinde konuştu.

Selimpaşalı Komposan Firması, Koltuğun Tüm Aksamlarını Üretiyor
Editör: Yaz Dostum
26 Ocak 2021 - 21:42 - Güncelleme: 26 Ocak 2021 - 21:46

Komposan Ofis Aksamları Sanayi ve TİC. LTD. ŞTİ. Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği üyesi Aret Şuşanyan, Küpe Fm’de hazırlanıp sunulan İş Dünyası programının bugünkü konuğu oldu. Radyo programcısı Turhan Alyakut’un soruları çerçevesinde Aret Şuşanyan, Silivri’nin Selimpaşa Mahallesi’nde faaliyet gösteren firmasını ve faaliyetlerini anlattı.

Söyleşiyi aynen bilgilerinize sunuyoruz:

“BABA MESLEĞİM”

Turhan ALYAKUT: Öncelikle sohbetimize sizi biraz tanıyarak başlayalım isterim.

Aret ŞUŞANYAN: Ben 1979 İstanbul doğumluyum. Bilgi Üniversitesi İktisat Bölümü mezunuyum. Çocuk yaşlardan beri babamın işi olan Komposan firmasında faaliyet göstermekteyim. Ortalama 15-20 senedir de bilfiil burada çalışmaktayım. Meslek babamdan bana geçti diyebilirim. 2’inci nesil temsilcisiyim. 2 kız çocuğu babasıyım.

“ÇOCUKLARIMIN İŞİ DEVAM ETTİRMESİNİ İSTERİM”

Turhan ALYAKUT: Çocuklarınızın da sizden sonra bu sektörde sizin büyüttüğünüz işi devam ettirmelerini ister misiniz?

Aret ŞUŞANYAN: Devam ettirmelerini tabii ki isterim. Çünkü; bu zamana kadar firma üzerinde verilmiş ciddi bir emek var. Fabrika yatırımları, kalıp yatırımları bunların bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Tabii ki şartlar artık eskisi gibi değil piyasalar daha zor. O yüzen bizim önce biraz daha kurumsallaşıp daha düzgün bir altyapı hazırlayıp o şekilde bırakabilirsek bence onlarda bizden aldıkları bu firmayı iyi bir şekilde devam ettirebilirler gibi geliyor.  Bizde bu konuda elimizden geleni yapacağız.

“KUMKAPI’DA BAŞLANDI”

Turhan ALYAKUT: 30 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteriyorsunuz doğru mu?

Aret ŞUŞANYAN: Bizim firmamız 1982 kökenlidir. Kumkapı’da başlamışlar. İşte bu zamana kadar da geldik. İnşallah bundan sonra da devam eder diye ümit ediyoruz.

“ASIL HEDEF PAZARIMIZ OFİS KOLTUKLARI VE YEDEK PARÇALARI”

Turhan ALYAKUT: Biraz daha açar mısınız sizin üretim yaptığınız alanlar, ürünler, sektörler neler? Ne üretiyorsunuz ve kimlerle daha çok çalışıyorsunuz?

Aret ŞUŞANYAN: Bizim asıl hedef pazarımız ofis koltukları ve yedek parçalarıdır. Biz nihai üretici değiliz. Biz koltuğu komple bitirmiyoruz. Biz koltuğun tüm aksamlarını üretiyoruz. Plastik aksam, poliüretan, metal aksamlar, kısmi ahşap ürünleri biz A'dan Z'ye bütün aksamları üretiyoruz. Aslında bildiğiniz malzemeci gibi koltuk üreticilerine malzeme veriyoruz. Onlar da bizden aldıkları bu ürünleri müşterilerinin talepleri doğrultusunda istedikleri renklerde birleştirip müşterilerine takdim ediyorlar. Biz işimize ofis malzemeleri ile başladık ama ilerleyen zamanlarda okul, cafe, restaurant şimdiki yeni yeni ev sektörü ve kısmen de olsa dış mekan sandalyeleri için ürünleri bünyemize ekledik.

“OYUNCU KOLTUKLARI RAĞBET GÖRÜYOR”

Turhan ALYAKUT: Gençlerin oyun oynamak ya da uzaktan eğitim için bilgisayar başlarından uzun süre vakit geçirmelerinden dolayı önceden ofislerde kullanılan sandalyeler artık evlerde de yer almaya başladı. Dolayısıyla o ürün yelpazesi genişledi. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Aret ŞUŞANYAN: Kesinlikle artık ofis koltukları da evlere girmeye başladı. Çünkü; her evde önceden bilgisayar yoktu. Bu kadar imkanlar yoktu. Ama artık her evde bir bilgisayar var. Artık her bilgisayarın önüne de bir koltuk lazım. Eskiden çocuklar sandalyeye otururlardı. Ama artık tabii ki her şeyi çok kolay ve çok rahat gördükleri için çocuklar da bu tip koltukları talep ediyorlar. O yüzden bizim koltuklarımız evlere de girmeye başladı. Bir de bu son zamanlarda bu oyuncu koltuğu denilen koltuklar rağbet görüyor. Böyle araba koltuğu tarzı oyuncu koltuklarını evde çocuklar bilgisayar önlerinde oyun oynarken veya ders çalışırken bunları kullanıyorlar. 1 senedir de çok revaçta bir ürün. Bunları da üretmeye başladık.

“OFİS KOLTUĞUNDA KONFOR ÖN PLANDA OLMALI”

Turhan ALYAKUT: Peki, ofis koltuğu alırken biz konforu mu ön planda tutmalıyız, estetiğimi yoksa tasarımı mı ne önerirsiniz bize?

Aret ŞUŞANYAN: Bence konforu tercih etmeleri gerekiyor. Çünkü; artık ofis koltuğu dediğimiz zaman günümüzün belki de en fazla üzerinde oturduğumuz ofis koltuğudur. O ergonomisi ve konforu çok önemli olması lazım. Ben olsam konfor öncelikli tercihte bulunurum. Özellikle bir koltuk alınırken bence en başta tercih edilmesi gereken bel kısmını çok iyi kavrıyor olması lazım. Dik bir şekilde otururken bilgisayarda çalışırken koltuğun sırtının belimizde olması lazım. Belimiz ne kadar boşta kalırsa o kadar ağrı ve rahatsızlık verir. Benim herkese tavsiyem önce beli kavgasın sonra omuz ve sonra baş…

“YÜKLÜ MİKTARDA METAL TÜKETİYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Örneğin poliüretandan bahsettiniz. Üretimimizi yaparken kullandığınız hammaddeler yurt içinden mi yoksa yurt dışından mı karşılanıyor?

Aret ŞUŞANYAN: Şimdi şöyle; poliüretan hammaddesinin ana malzemeleri yurt dışından geliyor. Burada belli başlı firmalar bunların karışımlarını yapıp bize tedarikte bulunuyorlar. Onun dışında kullandığımız plastik hammaddelerin bir kısmı Türkiye'de yapılıp bir kısmı dışarıdan ithal ediliyor. Yüklü miktarda metal tüketiyoruz. Bunlar genellikle yerli üretimdir.

“AR-GE’YE ÇOK ÖNEM VERİYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Sizin yaptığınız tasarım kadar AR-GE’nin de önemli olduğunu düşünüyorum.

Aret ŞUŞANYAN: Kesinlikle, çiftli bir AR-GE çalışması yapmadan ürünü piyasaya sunarsanız zaten sıkıntı yaratır. Yani o kadar yatırım yapıyorsunuz o kadar hazırlık yapıyorsunuz ama ürünün AR-GE’sine gerekli armasına gerekli özeni göstermezseniz ürün tutmaz. Çünkü; görüntüsü ne kadar görüntüsü güzel güzel olsa da ilk başta konuştuğumuz gibi ergonomisi çok iyi olması lazım. O yüzden biz AR-GE'ye çok önem veriyoruz. Ürünleri kalıplaştırmadan evvel önceden prototiplerini hazırlayıp üzerinde AR-GE çalışmalarını yapıp her şeyinden emin olduktan sonra kalıp diyoruz ve ürünü piyasaya sürüyoruz.

“İŞİN NABZI DOĞUDA ATIYOR”

Turhan ALYAKUT: Mobilyada daha önce bir batı etkisinden söz ediliyordu. İskandinav ve İtalyan gibi belli başlı tarzlardan; son zamanlarda da mobilya üretim sektörü doğruya kaydığı ifade ediliyor. Bu konuyla alakalı sizin görüşünüz nedir?

Aret ŞUŞANYAN: Şimdi size çok katılıyorum. Bizim çocukluğumuzun zamanında 90'lı yıllarda bizim işimizin ana merkezi İtalya’ydı. Herkes İtalyan bütün modeller oradan bakılır, oradan esinlenilir veya bir ürün almak için İtalya'ya gidilirdi. İşte Alman koltuklar, Alman firmalar Kuzey Avrupa'dan keza aynı şekilde… Şuanda yalnız işin nabzı doğuda atıyor. İşin büyük bir kısmı doğuya kaymış vaziyette… Aynı sizin de dediğiniz gibi şu anda ağırlık uzak doğuda orada çok ciddi üreticiler ve tasarımcılar var. Şu anda iş Avrupa'dan doğuya doğru kaydı.

“ÇİN'İN BİZE ÇOK FAYDASI OLDU”

Turhan ALYAKUT: Uzakdoğu dediğimiz zamanda kuşkusuz hangi alanda olursa olsun bir Çin rekabetinden söz ediliyor. Bu konuda ile nasıl rekabet ediliyor?

Aret ŞUŞANYAN: Bizim sektörümüzde alakalı şöyle söyleyeyim; 2000'li yılların başlarında tabii ki Çin'in çok hızlı parlamasıyla beraber biz de aslında böyle çok şaşkınlık yaşadık. Fiyatlar, maliyetler, ürünler ve tasarımlar konusunda… Yalnız tabii ki zamanla önce bir mevzuyu hazmedip ondan sonra derine indiğimiz zaman aslında Çin'in bize çok faydası oldu diyebilirim. Çin bize nasıl üretim yapılması gerektiğini öğretti. Nerelere nasıl yatırım yapmamız gerektiğini öğretti. Ondan sonraki 1-2 sene içerisinde doğru yatırımlar yaparak biz de maliyet anlamında Çin'e yaklaştık. Çünkü Çin'in Bizden çok farklı olarak yaptığı şey hızlı üretimdi. Makineye ve otomasyona çok ciddi yatırım yapmışlardı. Bizde gezdik fuarlarda olsun, fabrika turlarında olsun gördük. Aramızdaki farkları analiz ettik. Şuanda bizde aşağı yukarı iyi bir Çinli üretici kadar burada bir yatırımımız var. Özellikle; makinalaşma, kalıp ve otomasyon üzerine… O yüzden şuanda tabii Çin yine bizden ki malik olarak ucuz olabilir ama navlun ve lokasyon avantajlarını da kullanırsak biz sektör olarak biraz daha avantajlıyız. Çin'in fiyatları Bizi çok fazla zorlamıyor açıkçası.

“LOKASYONDAN DOLAYI TERCİH EDİLİYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Fiyat kısmını bir kenara koyacak olursak sizin söylediğiniz gibi lokasyon Çin’in özellikle batı pazarlarına uzak olması mal tesliminin buralardan daha uzun süreler sürmesi bizim burada yaptığımız herhangi bir üretimi daha avantajlı hale getiriyor. Özellikle bu hangi döneminde sanırım. Doğru mu?

Aret ŞUŞANYAN: Aynen öyle şu anda biz onu yaşıyoruz. Çünkü; lokasyondan dolayı biz çok hızlı ürün teslim ediyoruz. Ürünlerimiz çok çabuk diğer ülkelere ulaşabiliyor. Yani şu anda bir uzak doğudan bir sipariş verdiğiniz zaman üretim ve nakliye süresi çok uzun. O yüzden her şey para ve fiyat değil bazen üründe acil lazım. O yüzden şu anda onun avantajını yaşıyoruz açıkçası biraz pahalı olsak da bile şu anda lokasyondan dolayı tercih edilir durumdayız.

“MALZEME TEDARİKÇİSİ OLARAK KALMAK İSTİYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Siz de bir ofis koltuğu üreticisi olarak pazarda yer almak gibi bir planınız bir düşünceniz olabilir mi acaba ileride?

Aret ŞUŞANYAN: Tabii ki o her zaman aklımızın bir köşesinde olan bir mevzu… Aslında şartlar insanları oralara gitse de bile biz o işi yaptığımız zaman biz iç piyasadaki müşterilerimize rakip oluruz. Çünkü; biz malzemeciyiz. Eğer biz bitmiş bir ürünü yaparsak o şekilde biz piyasaya çıkarsak malzeme sattığımız müşterilerimize rakip oluruz. O yüzden bizimle hiçbir şekilde rekabet edemezler. Ondan sonra onlarda başka bir arayış içerisine girmek ihtiyacı hissederler. Bu şekilde onlarda başka bir malzemeciden malzeme alma ihtiyacı hissederler. Ve bizim bu zincirimiz bozulur. O yüzden biz kendi işimizin dışına çıkmak istemiyoruz. Biz her zaman bir malzemeci bir tedarikçi birim olarak kalmak istiyoruz. Konsantrasyonumuzu, yatırımlarımızı bu yönde yapmak istiyoruz. Bizim savunduğumuz bir şey vardır; herkes kendi işini yapacak. Herkes kendi bildiği işi yapacak. Bizim işimiz bu biz malzemeciniz tedarikçiyiz o yüzden bildiğimiz yolda devam etmek istiyoruz.

“YENİ BİR ŞEYLER YAPMANIN HEYECANIYLA BU İŞİ KOVALIYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Evet anlattıklarınızdan işinize tutkuyla bağlı olduğunuzu anlıyorum. Siz yaptığınız işle ilgili sizi heyecanlandıran şey nedir? Eğer, bu heyecan olmazsa ben başarılı da olunmayacağını düşünenlerdenim.

Aret ŞUŞANYAN: İnan şöyle söyleyeyim, hep heyecanlıyım. Çünkü biz her gün yeni bir şey üretmenin, yeni bir model yeni bir şeyler yapmanın heyecanıyla bu işi kovalıyoruz. Çocukluğumdan beri ben bu sektörün içerisindeyim. 10’lu yaşlarda babamla beraber yurtdışı fuarlara gidip gelirdim. Çokta meraklıyım ben işime… O yüzden aradan o kadar seneler geçmesine rağmen hala o heyecan içimizde yaşıyor. O da bizi zaten ayakta tutuyor. Zaten heyecan olmadan bir işi sevmeden zaten yapılmaz.

“DAVETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM”

Turhan ALYAKUT: O heyecanınızın hiç dinmemesini diliyoruz bizde ve teşekkür ediyoruz yanımıza katıldığınız için.

Aret ŞUŞANYAN: Ben teşekkür ederim bizi davet ettiğiniz yanınıza…


 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum