Teb Plast, Selimpaşa'dan dünyaya açıldı!

Teb Plast Plastik Sanayi Ticaret A.Ş. Onursal Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Abdullah Teber, bugün katıldığı radyo programında Selimpaşa bölgesinde bulunan firması hakkında bilgilendirmede bulundu, plastik sektörünü ve Covid-19’un sektöre etkilerini değerlendirdi. Pandemi nedeniyle yaşanan zorlu sürece rağmen üretime devam ettiklerini söyleyen Teber, “İngiltere, İrlanda, İskoçya ağırlıklı çalışıyoruz. En ufak bir sorunumuz yok, çok da memnunlar. Demek ki dünya standardını yakalamışız. Şükürler olsun, sürekli kaliteyi artırmaya çalışıyoruz” ifadelerini kaydetti.

Teb Plast, Selimpaşa'dan dünyaya açıldı!
Editör: Yaz Dostum
24 Kasım 2020 - 21:08 - Güncelleme: 24 Kasım 2020 - 22:09
Teb Plast Plastik Sanayi Ticaret A.Ş. Onursal Başkanı aynı zamanda Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Abdullah Teber, bugün Küpe FM’de İş Dünyası programının konuğu oldu. Burada radyo programcısı Turhan Alyakut’un sorularını cevaplayan Teber; Covıd-19’un plastik sektörüne etkisi ve ticaret hayatıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Söyleşiyi aynen bilgilerinize sunuyoruz;

“TEB PLAST’I 1979’DA ŞAHIS FİRMASI OLARAK KURDUM”

Turhan ALYAKUT: Sohbetimize sizi kısaca tanıyarak başlamak isterim…

Abdullah TEBER: 1950 Kayseri Pınarbaşı doğumluyum. İlkokulu köyde, ortaokulu ve liseyi Kayseri’de bitirdim. 1967-1968 yıllarında Ankara Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Makine Bölümüne girdim. 1972-1973 yıllarında da burslu okuduğum okulu bitirdim. Okulun akabinde çok seri bir şekilde İstanbul’da işe başladım. Askere gidip gelinceye kadar Chrysler şirketinde çalıştım. Ufak tefek başka iş denemelerim oldu ama 1978’in sonuna kadar bu şirkette çalıştım. Askerden sonrada bugünkü esas şirketlerimizin ana firması olan Teb Plast’ı kurdum. İş hayatına 1979’da başladım diyebilirim.

“PLASTİK HAYATIMIZIN HEMEN HER ALANINDA KULLANILIYOR”

Turhan ALYAKUT: Bize biraz da plastik sektörüyle ilgili bilgi verebilir misiniz? Ülkemizin lokomotif sektörlerinden bir tanesi aslında…

Abdullah TEBER: Globalleşen dünyamızda plastik sektörü vazgeçilmez bir konumda. O kadar çok yerde kullanılıyor ki plastik; hastanelerdeki tek kullanımlık enjeksyonlar gıda paketlemelerine, otomotivden uçak sektörüne kadar saymakla bitmeyecek yerde kullanılan hammadde ve türevleri diyebiliriz. Plastiğin kullanılmadığı bir yer ben düşünemiyorum.

“SIFIR HATA VE SIFIR ATIK POLİTİKASI İLE ÇALIŞIYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Evet ama çevre konusunda bir anlamda ‘günah keçisi’ ilan ediliyor. Haklılık payı da var elbette ki… Bu konuyla ilgili sizin kurumunuzun yatırımları ve çevre politikaları nedir?

Abdullah TEBER: Hem bu soruyu sormaya hem de bu soruya cevap getirmeye çok muhtacız dünya olarak. Plastiğin günah keçisi olmasının en önemli nedeni bence, plastiğin kullanılış tarzından kaynaklanıyor. Yoksa plastiğin kendisi değil. Bugün eğitimde öğrencilere plastiğin nasıl kullanılacağını öğretebilsek günah keçisi yapmayı bırakın, insanlar daha çok sarılır bu konuya. Kendi şirketlerimizle alakalı bu soruya şöyle cevap vermek isterim; bir defa kalitede sıfır hata ve atıkta da sıfır atık politikası ile çalışıyoruz. Geri dönüşüme olabildiğince az plastik hammaddesini vermiş oluyoruz. Bu çok önemli.

“PLASTİĞİ ‘GÜNAH KEÇİSİ’ YAPMAK İŞİN KOLAYI”

Bunu yapabilmek için çok iyi makine teknolojisi, çok iyi kalıp teknolojisi, çok iyi ekipmanlara ihtiyaçlara var. Bu da bir maliyettir. Bunlara dikkat ettiğimiz zaman bugün geri dönüşüme 20 gram hammaddeyi gönderiyorsak bunu 2-3 grama düşürme şansımız var. 0’a yaklaşan fire bizim elimizde ama dediğim gibi işin kolayına giderek plastiği günah keçisi yaptık. Halbuki plastiğin insanlığa kazandırdıkları hepimizin malumu. Biz kendi şirketlerimizde gıda ambalajı üretiyoruz. Buna inanılmaz derecede gayret ediyoruz. Selimpaşa civarında fabrikamız var. Bu anlattıklarımı gözünüzle görerek sizlere anlatmayı çok arzu ederim.

“COVID 19'UN PLASTİK SEKTÖRÜNE ETKİSİ YÜZDE 4 CİVARINDA DARALMA OLDU”

Turhan ALYAKUT: Nazik davetinize çok teşekkür ederim. Umarım ki normale döndüğümüz ilk fırsatta cevap vermiş oluruz. Sizin faaliyet gösterdiğiniz sektörde kullandığınız hammaddelerin neredeyse tamamı ithal ürünlerden oluşuyor. Yaşadığımız bu pandemi döneminde de zorunlu olarak ülkeler en azından belli bir süre kendi içlerine kapanmış durumdalar. Bu sizin üretiminizi, ihracatını nasıl etkiledi?

Abdullah TEBER: Bu da güzel bir soru. Sektörümüz ihracatta %4 civarında daralmış durumda. Bu da önemli bir rakam. Covid-19 salgınının yaralarını sarmaya çalışan plastik sektörü, ilk 6 ayda maalesef bu ifade ettiğim rakamı gördü. Bu konularda araştırmalar yapan, plastikçilerin kurduğu son derece kaliteli işler yapan bir vakfımız var bizim. Vakfımızın görevi bu konularda özellikle sektörümüzle ilgili çalışmaları hatasız bir şekilde yürütmek. Türkiye’de plastik sektörünün nabzını tutmaya devam eden tek kuruluş bizim kuruluşumuz. Ben size kuruluşumuzun bazı bilgilerini aktarmak istiyorum. 2020 raporlarına baktığımız zaman koronavirüsün etkisi yılın ilk yarısında yoğun bir şekilde kendini hissettirdi. İç ve dış talepte ciddi anlamda düşüşler oldu. 2019’un ilk yarısına kıyasla miktarda %4,8 azalışla, yaklaşık 4,8 milyon ton, değer bazında ise %7,9 düşüşle 16,6 milyar dolar gerilemesine sebep oldu. Yıl sonunda üretilen miktarda %3,5 azalışla, 8,9 milyon ton değerde, %5,6 gerileme ile 30,9 milyar dolara ulaşmış durumda. Geçen yılın aynı dönemine göre ilk çeyrekte artış kaydeden sektördeki kapasite uzanım oranları ikinci çeyrekte 2019 yılının ikinci çeyreğine oranla önemli oranda gerilemiş durumda. Böylece plastik sektöründe kapasite kullanımı 2019 yılının ilk 6 ayında %72 iken 2020 yılının ilk 6 ayında ortalama 3,6 puan gerileyerek %68,5 noktasına gelmiştir. Bu bilgiler plastik sektörünün ne durumda olduğunu açık bir şekilde ifade ediyor.

“ÇİN, DÜNYANIN BAŞ BELASI”

Turhan ALYAKUT: Çin birçok sektörde olduğu gibi plastik sektöründe de çok önemli bir yere sahipti. Salgın gerçeğiyle bu durum değişti mi? Yaşadığımız bu sürecin avantajları oldu mu ülkemiz için?

Abdullah TEBER: Çin için dünyanın başının belası diyorum ben. Bir defa devlet destekleri Çin’de korkunç boyutlarda. Hammadde çok ucuz. İşçilik olağanüstü ucuz. Bu kadar avantajı olan ülke dolayısıyla bizi çok etkiledi. Bu benim şahsi görüşümdür pandemi dönemi bizi esasında bizi biraz rahatlattı. Kriz dönemlerinde bazı avantajlarda ortaya çıkar. Fakat ben bu dönemin çok uzun süreceğini sanmıyorum. Tabi ki avantajımız oldu ama çok kayda değer bir avantaj olduğunu düşünmüyorum ben.

“FİRMALARIN İSTEKLERİ DOĞRULTUSUNDA ÜRETİM YAPIYORUZ”

Turhan ALYAKUT: Gıda ambalajı üretimi yaptığınızdan bahsettiniz. Üretim yaptığınız sektörde moda söz konusu mu? Müşterilerinizin istekleri sizin üretiminizde yönlendirici bir rol oynuyor mu yoksa sizin ürettikleriniz mi müşteriyi daha çok yönlendiriyor?

Abdullah TEBER: Gıda ambalajı sektörü dünyada çok yeni. Plastik sektörü dünyada yaklaşık 60 yıldan beri çok hızlı bir şekilde gelişen bir sektör. Gıda ambalajının dünyadaki serüveni 20 yıldır değildir. Biz bu sektörün öncülerindeniz esasında. Bu işe ilk başlayanlardanım. Plastiği üretip şekillendirip güzelleştirip albenisini yaratıp satmıyoruz biz; firmaların istekleri doğrultusunda dizayn yapıp ona göre kalıplarımızı üretiyor, ürünü şekillendirip etiketliyoruz, istedikleri noktaya getirdiğimiz zaman sıfır iade kaydıyla teslimat yapıyoruz.

“DÜNYA STANDARTLARINI YAKALADIK”

Bizim sektör gıda sektörü olduğu için gerek hammadde de, gerek üretim anında, gerek de sevkiyatta hatayı kabul etmez. İngiltere, İrlanda, İskoçya ağırlıklı çalışıyoruz. En ufak bir sorunumuz yok, çok da memnunlar. Demek ki dünya standardını yakalamışız. Şükürler olsun, sürekli kaliteyi artırmaya çalışıyoruz.

“HERKESİN VİRÜS BELASINDAN BİR AN ÖNCE KURTULMASINI TEMENNİ EDERİM”

Turhan ALYAKUT: Sürenin sonuna geldik. Son olarak söylemek istediklerinizi alalım…

Abdullah TEBER: Dinleyicilerinize güzel bir gün diliyorum. İnşallah en kısa zamanda virüs belasından kurtulup normal yaşantılarına dönerler. Bunun için dua ediyorum.

Haber : Batuhan GÜÇLÜ

YORUMLAR

  • 0 Yorum