Yazıcı: ODAK Okulları, Etrafına Değer Katmak İsteyen Herkes İçin Güvenli Bir Liman

Silivri’nin Değeri parolası ile faaliyet gösteren Özel ODAK Okulları’nın Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Yazıcı, bugün 2022-2023 eğitim öğretim yılının başlangıcını, yönetim ve eğitim kadrosu ile bir araya geldiği organizasyonda gerçekleştirdi. Oryantasyon programında ideallerinden ve hayata geçirdikleri hedeflerden bahseden Yazıcı, “Artık Silivri’de bir güneş doğuyor. Bu sizin sayenizde. Güçlü bir kurum. Güçlü şekilde varlığını devam ettirmeye aday” dedi ve ekledi: “Biz bu işe geleceğimizi bağladık. Ve size de bağladık. Silivri’ye de bağladık. Bunu hiçbir ekonomik saldırı, hiçbir finansal gerçek de değiştirmeyecektir!”

Yazıcı: ODAK Okulları, Etrafına Değer Katmak İsteyen Herkes İçin Güvenli Bir Liman
Editör: Yaz Dostum
19 Ağustos 2022 - 21:23 - Güncelleme: 19 Ağustos 2022 - 21:46
Silivri’nin Değeri mottosu ile bölgemizde hizmet veren Özel ODAK Okulları, 2022-2023 eğitim öğretim yılı oryanstasyon programını bugün Jasmine Restaurant’ta gerçekleştirdi. Yönetim Kurulu Başkanı Celalettin Yazıcı’nın ev sahipliğinde kaydedilen programa; Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemalettin Yazıcı, Genel Müdür Gülgün Narinç, Kurumsal İletişim Sorumlusu Ayça Erkmen ile idareciler ve öğretmen kadrosu katıldı.

Celalettin Yazıcı, burada gerçekleştirdiği açılış konuşmasında ODAK Okulları’nın ideallerine ışık tuttu, gerçekleşen hedeflerini paylaştı. Kurulduğu yıldan bugüne sektörde öncü ve yönlendirici bir kurum olmayı kendilerine ilke edindiklerini söyleyen Yazıcı, “Biz buradayız. Bir yere gittiğimiz yok. Biz bu işe geleceğimizi bağladık. Ve size de bağladık. Silivri’ye de bağladık. Bunu hiçbir ekonomik saldırı, hiçbir finansal gerçek de değiştirmeyecektir” sözleri ile kalıcı olduklarının altını çizdi.

“2022-2023 EĞİTİM ÖĞRETİM YILININ HAYIRLI VE UĞURLU BİR YIL OLMASINI CAN-I GÖNÜLDEN DİLİYORUM”

Yazıcı, yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

“Çok değerli yöneticilerimiz, kıymetli öğretmenlerimiz, koordinatörlerimiz, bölüm başkanlarımız ve basınımızın çok değerli kalemleri sizleri en içten duygularımla sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Eğitim öğretim başlangıcı vesilesi ile yaptığımız oryantasyon programına hepiniz hoş geldiniz.

Bu yıl da aramıza yeni katılan öğretmenlerimiz ve okulumuzun diğer yönetim kademelerinde bizlerle beraber çalışıp emek verecek olan çalışma arkadaşlarımız var aramızda. Onlarla da uyumlu ve verimli bir çalışma sürecini beraber paylaşacağımızı umuyorum ve kendilerine ayrıyeten hoş geldiniz diyorum. 2022-2023 eğitim öğretim yılının ülkemiz, milletimiz, Silivri’miz açısından hayırlı ve uğurlu bir yıl olmasını can-ı gönülden diliyorum.

“GERİDE BIRAKTIĞIMIZ 5 YILIN MUHASEBESİNİ YAPMAK İSTİYORUM”

Değerli katılımcılar, ODAK Okulları bildiğiniz gibi 2017-2018 eğitim öğretim yılında faaliyetine başladı. Başlarken de bazı hedefler ve ilkeler koydu. Bu ilkelerimizi, ne yapmak istediğimizi, nasıl bir okul tasavvur ettiğimizi, ortaya nasıl bir vizyon koyduğumuzu çeşitli vesilelerle hem sizlerle hem de Silivri kamuoyu ile yeri geldiği zamanlarda paylaştık. Geçmiş yıllarda yaptığımız oryantasyon programlarında da bu ideallerimizi sizinle paylaşma imkanı bulmuştuk. Aslında bu 5. yılda hem bunları hatırlatmak hem de bir muhasebe yapmak istiyorum. Ne yaptık, nerede eksik kaldık, bu konuştuklarımızı yapabildik mi, yapamadık mı onları değerlendirmek istiyorum.



7 başlık altında sizinle hedeflerimizi ve ilkelerimizi paylaşmaya çalışacağım.

“SİLİVRİ BİRİNCİLERİ BİZİM KURUMUMUZDAN ÇIKTI”

Birinci hedefimizde ODAK Okulları her yıl bir önceki yıldan daha güçlü ve daha başarılı olacak dedik. 2017-2018’de başladık ve gerçekten de güzel sonuçlar aldık. Eğer başarı kriteri akademik başarı ise, okulun verdiği eğitim sistemi ise çocuklarımız girdikleri sınavda güzel dereceler elde ettiler. Türkiye’nin en nitelikli okullarına girme hakkı kazandılar. Silivri birincileri bizim kurumlarımızdan çıktı.

“PANDEMİYİ YÖNETİCİLERİMİZ ORGANİZASYON KABİLİYETİ, ÖĞRETMENLERİMİZİN YOĞUN ÇABALARI İLE BAŞARILI ATLATTIK”

3. yılda maalesef küresel bir salgınla karşı karşıya kaldık. Tabi ki okulumuzda, diğer kurumlar ve sektörler gibi bundan nasibini aldı. Yüz yüze eğitimin yerini dijital platformlar aldı. Eğitim öğretim faaliyetlerinin yöntemleri değişmek zorunda kaldı. Bundan da yöneticilerimizin organizasyon kabiliyeti ve siz değerli öğretmenlerimizin yoğun çabaları ile başarılı çıktığımızı düşünüyorum çünkü gerek akademik sonuçlar gerekse de velilerden aldığımız sonuçlarla bunları da ölçme imkanımız olmuştur.

“ENFLASYONİST ORTAM EN ÇOK ÖZEL OKULLARA ZARAR VERDİ”

Pandemiden sonra bitmedi. Tüm dünyayı etkisi altına alan küresel enflasyonist bir ortamla karşı karşıya kaldık. Bu süreç hala etkisini devam ettiriyor. Küresel enflasyonist ortam nedeniyle sektörel bazda baktığınız zaman zararsız çıkan firmalarda oldu, bundan çok etkilenen işletmeler de oldu. Kuşkusuz bu enflasyondan etkilenen sektörlerin başında özel okullar gelmektedir. Hatta özel okullar bu durumdan en fazla etkilenen sektörler olmuştur. Çünkü hiçbir sektör yoktur ki 1-1,5 yıl sabit fiyat garantisi ile eğitim öğretim hayatını, işlerini devam ettirebilsin. Enflasyon oldu ama yaptığınız alışverişlerin hepsinin de buna göre bir karşılığı oldu ama özel okullar hariç. Peki ne oldu? 2020-2021 yılında MEB verilerine göre 938 okul kapandı. 882 okul devredilmek zorunda kaldı. Bu zamana geldiğimizde toplamda kapanan özel okul sayısı tam 2 bini geçti.

Peki ODAK Okulları bu süreçte ne yaptı? Bu süreci nasıl değerlendirdi?  Bunu size bir anekdotla anlatmak isterim.

PATATES, YUMURTA VE KAHVE HİKAYESİ

Bir zamanlar, her şeyden sürekli şikâyet eden; her gün hayatının ne kadar berbat olduğundan yakınan bir çocu vardı. Hayat, ona göre çok kötüydü ve sürekli savaşmaktan, mücadele etmekten yorulmuştu.

Bir problemi çözer çözmez, bir yenisi çıkıyordu karşısına. Çocuğun bu yakınmaları karşısında, mesleği aşçılık olan babası ona bir hayat dersi vermeye niyetlendi. Bir gün onu mutfağa götürdü. Üç ayrı cezveyi suyla doldurdu ve ateşin üzerine koydu. Cezvelerdeki sular kaynamaya başlayınca, bir cezveye bir patates, diğerine bir yumurta, sonuncusuna da kahve çekirdeklerini koydu. Daha sonra çocuğuna tek kelime etmeden, beklemeye başladı. Çocuğu da hiçbir şey anlamadığı bu faaliyeti seyrediyor ve sonunda karşılaşacağı şeyi görmeyi bekliyordu.

Ama o kadar sabırsızdı ki, sızlanmaya ve daha ne kadar bekleyeceklerini sormaya başladı. Babası onun bu ısrarlı sorularına cevap vermedi. Yirmi dakika sonra adam, cezvelerin altındaki ateşi kapattı. Birinci cezveden patatesi çıkardı ve bir tabağa koydu. İkincisinden yumurtayı çıkardı, onu da bir tabağa koydu. Daha sonra son cezvedeki kahveyi bir fincana boşalttı.

Çocuğuna dönerek sordu:
— Ne görüyorsun?
— Patates, yumurta ve kahve? diye alaylı bir cevap verdi çocuk.
— Daha yakından bak bir de dedi baba , patatese dokun.
Çocuk denileni yaptı ve patatesin yumuşamış olduğunu söyledi.
— Aynı şekilde, yumurtayı da incele. Çocuk, kabuğunu soyduğu yumurtanın katılaştığını gördü.
En sonunda, çocuğunun kahveden bir yudum almasını söyledi.
Söylenileni yapan çocuğun yüzüne, kahvenin nefis tadıyla bir gülümseme yayıldı. Ama yine de bütün bunlardan bir şey anlamamıştı:
— Bütün bunlar ne anlama geliyor baba?

Babası, patatesin de, yumurtanın da, kahve çekirdeklerinin de aynı sıkıntıyı yaşadıklarını, yani kaynar suyun içinde kaldıklarını anlattı. Ama her biri bu sıkıntı karşısında farklı farklı tepkiler vermişlerdi.

Patates daha önce sert, güçlü ve tavizsiz görünürken, kaynar suyun içine girince yumuşamış ve güçten düşmüştü. Yumurta ise çok kırılgandı; dışındaki ince kabuğun içindeki sıvıyı koruyordu. Ama kaynar suda kalınca, yumurtanın içi sertleşmiş katılaşmıştı. Ancak, kahve çekirdekleri bambaşkaydı. Kaynar suyun içinde kalınca, kendileri değiştiği gibi suyu da değiştirmişlerdi ve ortaya tamamen yeni bir şey çıkmıştı.

— Sen hangisisin? diye sordu çocuğuna.
Bir sıkıntı kapını çaldığında nasıl tepki vereceksin?
Patates gibi yumuşayıp ezilecek misin? Yumurta gibi, kalbini mi katılaştıracaksın? Yoksa kahve çekirdekleri gibi, başına gelen her olayın duygularını olgunlaştırmasına ve hayatına ayrı bir tat katmasına izin mi vereceksin?

Zorluklar karşısında biz hangisiyiz? Yumurta gibi sertleşip katılaşacak mıyız ya da kahve gibi leziz bir kıvama mı ulaşacağız?

“PANDEMİDE BİR TANE ÖĞRETMENİMİZİ FEDA ETMEDİK, TAM TERSİNE EĞİTİM KADROMUZU GÜÇLENDİRDİK”

ODAK Okulları ne yaptı? Sağına soluna bakmadan bu pandemi sürecinde asla eğitim kadrosunda azaltmaya gitmedi. Bir tane öğretmenini feda etmedi. Aksine eğitim kadrosunu güçlendirdi. Hem ders sayılarımızda hem eğitim kalitemizde önemli değişiklikler yaptık. Standartlarımızı yükselttik işin gerçeği. Hem de gelecek yatırımlarımızı planladık bu pandemide.

“KALİTELİ EĞİTİM İÇİN KİMSENİN BAŞKA ADRES ARAMASINA GEREK KALMADI”

İkinci hedefimizde Silivri’nin çocuklarının kaliteli ve nitelikli eğitim öğretim hizmeti almak için ilçe dışından başka bir adres aramalarına gerek kalmasın dedik. Bende bir veliyim. Eğitim hepimizin birinci önceliği. Neden Silivri’de değerli bir kurum olmasın? Neden Silivri’nin çocukları ilçe dışına gitsin? Silivri’nin böyle bir kapasitesi mi yok? Ya da Silivri’nin yetişmiş insan gücü mü yok? Bir örnek vermek istiyorum. Basından tanıdığınız birinin çocuğu anaokulda bizdeydi. Birinci sınıfa geçtiğinde ise Türkiye’nin çok bilinen, başarılı bir okuluna başka bir ilçede yazdırdı. Haklı gerekçeleri olabilir ama ikinci sene oradan aldırdı ve bu sene tekrardan çocuğunu bizim okula yazdırma gereği hissetti. Bununla ilgilim birkaç daha örnek var ama anlatmak istediğimi aktardığımı düşünüyorum ama bu da şunun göstergesidir ki artık Silivri’de bir güneş doğuyor. Bu sizin sayenizde. Güçlü bir kurum. Güçlü şekilde varlığını devam ettirmeye aday.

“ALANIMIZDA GÜÇLÜ BİR ÇEKİM MERKEZİ OLACAĞIZ”

Sonra dedik ki ODAK Okulları kendi alanında güçlü bir çekim merkezi olsun. Bu hedefimizi tam olarak gerçekleştirdiğimizi düşünmüyorum ama bununla ilgili çok güçlü emareler almaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Bu çok kolay yapılacak bir iş değil. İleride başaracağımızı umuyorum.

“KENDİ MÜLKÜMÜZDE HİZMET VERECEĞİZ”

Ve dördüncü hedef olarak ODAK Okulları sürekli ve kalıcı bir kurum olarak varlığını devam ettirecek yol, yöntem ve tedbirleri almalıdır dedik. Bu nedir?

Şu anda Silivri’de eğitim öğretim faaliyeti gösteren çok değerli  kurumlarımız var. Çok güzel işler yapıyor ama hepsi kirada, biz de dahil olmak üzere. Eğer güçlü hedefler koyuyorsanız, hayata idealist yaklaşıyorsanız o zaman kendi yeriniz, mülkünüz olmalı. Bunun için de Silivri’nin en değerli lokasyonlarından birinde okulumuzun yapımına başladık. Bazı arkadaşlarım bu kadar önemli ve değerli bir lokasyonda bir okul yapma fikrimizi eleştiriyorlar. Bu lokasyonda başka projeler yaparsak ekonomik olarak daha fazla fayda elde edeceğimizi, okul içinse daha ekonomik bir lokasyonda arsa alarak oraya yapmamızı salık veriyorlar. Aslında hayatınızı, bakış açınızı liberal söylemler etrafında şekillendiriyorsanız, hayata liberal teoriler etrafında bakıyorsunuz çok da yanlış bir şey değil. Adam Smith’lerin, John Locke’ların felsefesinden bakarsanız, kar zarar hesabı yaparsanız bu güzel. Ama bakış açınızı bu topraklardan alıyorsanız, Mevlana’lardan, Yunus’lardan ilham alıyorsanız, eğer Mustafa Kemal Atatürk’ün binde biri kadar bakış açısına sahipseniz bize göre bu yer en doğru yerdir, en kıymetli yerdir ve en karlı yerdir. Çünkü okulumuzun yaptıkları karşısında bizim verdiklerimizin çok da bir değeri olduğunu düşünmüyorum. Bunun ekonomik bir değer olarak ölçülmesini de doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum.



“ODAK OKULLARI, ETRAFINA DEĞER KATMAK İSTEYEN HERKES İÇİN GÜVENLİ LİMAN”

Beşinci hedef olarak Silivri’de sözü olan, ideali olan, fikri olan, etrafına değer katmak isteyen her kim varsa öğretmen, yönetici ilçe dışında başka adres aramalarına gerek kalmasın; ODAK Okulları onların kendilerini ifade edebilecekleri, bilgi, birikim ve tecrübelerini aktarabilecekleri güvenli bir liman olacaktır dedik.

“BİZ GELECEĞİMİZİ SİLİVRİ’YE BAĞLADIK”

Biz buradayız. Bir yere gittiğimiz yok. Biz bu işe geleceğimizi bağladık. Ve size de bağladık. Silivri’ye de bağladık. Bunu hiçbir ekonomik saldırı, hiçbir finansal gerçek de değiştirmeyecektir.

“İKİNCİ DİL KAZANIMINA ÖNEM VERİYORUZ”

Kurumumuzun yoğunlaştığı iki temel disiplin var. Bunlardan biri yabancı dil kazanımı. Bunun için çok değerli bir kadro ile yoğun bir çalışma programı uyguladığımızı söyleyebilirim. Yabancı dil seviyemizi, uluslararası bağımsız kuruluşlarda ölçtürüyoruz. Bunların güzel sonuçlarını alıyoruz. Çocuklarımızda bu gelişimi görmekten, okulumuzun da bunu yapabiliyor olmasını ayrı bir haz aldığımı buradan belirtmek isterim. Emeği geçen tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

“YEREL ÖLÇEKTEKİ BAŞARIMIZI, ULUSAL ÖLÇEĞE TAŞIDIK”

Diğer yoğunlaştığımız temel disiplin ise akademik başarı. Türkiye’nin gerçeği. Bu konuda aslında tartışmasız üst üste Silivri’nin en başarılı kurumu olduk. Bu yıl ise yerel ölçekteki başarımızı ulusal ölçeğe taşıdık ve Türkiye çapında aldığımız başarıları hepiniz çok yakından biliyorsunuz. Emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma huzurlarınızda bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Çok önemli bir performans ortaya koyuyorlar. Yüreklerini ortaya koymasalar ne olursa olsun başarı olamazlar. Aslında yüreklerini ortaya koyuyorlar. Bunu çok istiyorlar, çok çalışıyorlar. Onlara emekleri için tekrar tekrar teşekkür ediyorum.

“ODAK OKULLARI GELECEKTE SİLİVRİ’NİN FİKİR HAYATINDA ÖNEMLİ KATKILARI OLAN BİR KURUM OLSUN İSTİYORUZ”

Yedinci hedef olarak ODAK Okulları Silivri’nin önemli bir değeri olsun dedik. Biz ODAK Okullarını iyi yabancı dil öğreten, sınavlarda Türkiye dereceleri, birincilikleri alan, akademik başarısı çok iyi olan bir okul olmanın ötesinde hayal ediyoruz. İstiyoruz ki ODAK Okulları gelecekte Silivri’nin kültür, sanat, fikir hayatında önemli katkıları olan bir kurum olsun. ODAK Okullarının öğretmenlerinin de sadece eğitim öğretim faaliyetlerinde değil, Silivri’nin fikir hayatında önemli katkıları olsun istiyoruz. Bir ahlakın, bir etiğin önemli temsilcileri olsun istiyoruz. Güçlü, güzel, onurlu insanların çalıştığı bir kurum olsun istiyoruz. Bunu sürekli yapsın ve devam etsin istiyoruz. Çünkü böylece Silivri’ye de değer katabileceğine inanıyoruz.

“MARKA KENT, GÜÇLÜ KURUMLARLA İNŞA EDİLİR”

Eğer saygın bir ilçede yaşamak istiyorsak, güçlü bir markası olan bir Silivri istiyorsak onun da güçlü kurumları olmalı. Sanatta, sporda, eğitimde Türkiye çapında güçlü kurumlarımız olmazsa ne yaparsanız yapın, güçlü ve marka kent olma hayaliniz gerçekleşemez.

“ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN HEDEFLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRMEK ADINA HİÇBİR FEDAKARLIKTAN KAÇINMAYACAĞIZ”

Tüm bu hedefleri gerçekleştirmek için içinde bulunduğumuz şartlar ne olursa olsun maddi manevi hiçbir emekten kaçınmayacağımızın da buradan bilinmesini isterim. Bu duygu ve düşüncelerle hepinize saygılar sunar; sağlıklı, güzel, mutlu günler dilerim. Geldiğiniz için çok teşekkür ediyorum.”

ODAK AİLESİNE ŞÜKRANLARINI PLAKET TAKDİM EDEREK SUNDU

Celalettin Yazıcı, konuşmasının akabinde ODAK Okullarının kuruluşundan bu yana geride bırakılan 5 yıl boyunca kurumda faaliyet gösteren yönetici, öğretmen ve çalışanlara verdikleri emek ve katkılar için teşekkür ifadesi olarak plaket takdim etti. Okulun Kurumsal İletişim Sorumlusu Ayça Erkmen'e plaketini, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemalettin Yazıcı verdi. 

Program toplu fotoğraf çekiminin ardından akademik takvim üzerine yapılan değerlendirme ve istişarelerle devam etti.

Haber : Batuhan GÜÇLÜ
















 

YORUMLAR

  • 0 Yorum