"Silivrispor'da Sandık Kuruldu, Senaryo Oynandı!"

Batuhan Güçlü
ABONE OL

Ben lafımı evirmem çevirmem direk söylerim. Dün yapılan Silivrispor Kongresi tamamen şaibelidir. Son dakika yapılan üye kayıtlarıyla, apar topar aday çıkartılan birisinin hiçbir vaat dahi vermeden seçimi kazanması mucize değil, tamamen kurgulanan bir senaryodan ibarettir.

Aday olduklarını kamuoyu ile paylaşan Cemil Kızılkaya ve Murat Yıldız, haftalardır gezmedik yer, dolaşmadık mekan, sıkmadık el bırakmadılar. Kendilerinin seçilebilmesi adına gece gündüz durmadan çalıştılar. Harcanan zaman, para ve en önemlisi verilen emekler, bu seçim tiyatrosuyla resmen ayaklar altına alındı.

2 adayın dışında içeriye 1 zarf daha verildiği bilgisi kulağıma günler öncesinden gelmişti. Nuri Çolakoğlu’nun bu konunun içerisinde olduğunu da gayet iyi bir şekilde biliyorum. Hatta yönetiminden bazı kişilere de 1 aday daha olduğunu dillendirmişti. Ben bunu Cemil Kızılkaya ile de paylaştım. Kulüp yöneticileri kendisine, öyle bir şey olmadığını başka bir adayın da henüz çıkmadığı ifade etmişti.

Dostlarım, kongrede alınan bu sonuç 3 günlük çalışmanın eseri değildir. Konu hem Silivri halkından hem de adaylığı herkes tarafından bilinen kişilerden gizli tutulmuştur.

Bunun nedeni nedir? diye soracak olursanız…

Hatırlatmam gerekirse Nuri Çolakoğlu ilk takımın başına geçtiği vakit basına kendisini tanıtmak adına bir toplantı düzenlemişti.

2023 yılının Temmuz ayında düzenlenen toplantıda Çolakoğlu, gelirle ilgili bir konuşma yaptığı sırada “Ben öz mü öz Silivriliyim, doğma büyüme Silivriliyim” şeklinde ifadelerde bulunmuştu. Bu sözler bence düpedüz onun mikro milliyetçi tavrının dışa vurumu ve zihniyetinin apaçık göstergesiydi. Konuyla ilgili bir gazeteci arkadaşımızda “Hepimiz öz mü öz Silivriliyiz. Öz mü öz Silivriliyim derken neyi kastettiniz?” şeklinde kendisine bir soru yöneltmişti. Çolakoğlu o anda durumu toparlamaya çalıştı, ilçe nüfusunun büyüdüğüne dikkat çekmek istediğini falan söyledi ama yemezler. Gazeteci arkadaş da "Dil sürçmesi olarak kabul edelim o zaman bunu" dediğinde, Çolakoğlu'nun tek verebildiği yanıt “Tabi canım" oldu.
 
    style="width:100%; height:100%; position:absolute; left:0px; top:0px; overflow:hidden; border:none;"
    allowfullscreen
    title="Dailymotion Video Player"
    allow="web-share">
 
Çolakoğlu’nun sorulan bu soru sonrasında toplantıda morali bozularak rengi değişti. Sözü diğer yönetim kurulu üyelerine bırakmak durumunda kaldı.

Silivri'de yıllardır "yerli olsun, bizden olsun" kafası var. Hem Anadolu'dan gelenler hem de Trakya dışından olanlar, "köprünün ötesi bizden değil" diyen mikro milliyetçi bir tavırla dışlanıyor, resmen bölgesel ayrımcılık yapılıyor.

Çolakoğlu'nun bu vicdanlara sığmaz tavrı hafızalarda tazeliğini korurken, dünkü kongrede yaşananlar da "Bu ayrımcılık tekrar mı hortluyor?" sorularını akıllara getiriyor. Bu sözlerin ardından yaşanan kongre kurgusu, onun bu ayrımcı zihniyetle hareket ettiği şüphelerini daha da güçlendiriyor.

Kamuoyunun hafızalarından halen düşmemiş olan bu vicdanlara sığmaz diyaloğa dikkat çekecek olursak, yeni seçilen Kulüp Başkanı Serdal Şahin'in tamamen Çolakoğlu'nun "ittirme adayı" olduğunu söyleyebilirim. Çolakoğlu'nun bu tavrı hafızalarda tazeliğini korurken, dünkü kongrede yaşanan bu kurgu, akıllara doğrudan şu soruyu getiriyor: Acaba Nuri Çolakoğlu, "bizden olan" diye tanımladığı kesime hitap eden bir adayı kendi eliyle mi getirdi? Bu sözlerin ardından yaşanan kongre kurgusu ve Şahin'in apar topar aday olup seçilmesi, Çolakoğlu'nun bu ayrımcı zihniyetle hareket ettiği şüphelerini daha da güçlendiriyor.

Peki, Nuri Çolakoğlu neden aday olmadı da Sedal Şahin’i dışardan destekledi?

Çolakoğlu görev süresinde sürekli başkanlığı bırakacağını dillendiriyordu. Hatta bunu çoğu kez sosyal medya hesabından da paylaştı. Defalarca da vazgeçti. Son olarak kongrede de aday olmayacağını söyledi.

Asılında o kongrede hiçbir adayın çıkmayacağını düşünerek bu sözleri söylemişti. İstediği, adaysız kalan kulübün başına üyelerin isteği doğrultusunda tek liste olarak gelmekti.

Bu düşünce yapısını bozan isim ise Cemil Kızılkaya oldu. Sonrasında da Murat Yıldız’ın “Ben de varım” demesi ile birlikte Çolakoğlu, kendi yönetim iradesini kaybetmemek adına harekete geçti.

Çoğunluğu Silivrili olan bir yönetim kurulu oluşturuldu. Sessiz sedasız Serdal Şahin için seçim çalışması yürütüldü. Telefonlara mesajlar yollanıp görüşmeler yapıldı. Bu operasyona Çolakoğlu’nun yönetimde olan yakın isimlerde destek verdi.

Kongre günü geldiğinde 2 aday arasında geçmesi beklenen seçimde 3 aday için tercihler yapıldı. Listelere baktığımızda Serdal Şahin’in yerli adaylara daha çok yer verdiği açık ve net bir şekilde görülmekteydi. Sanki Anadolu’dan Silivri’ye gelmiş olan insanlara karşı cephe alınmış gibiydi.

Seçimler yapılmadan önce Murat Yıldız ve Cemil Kızılkaya gibi iki güçlü aday kendilerini üyelere tanıtırken vizyonlarını ortaya koydu. Uzunca konuşma yaptılar. Serdal Şahin hiçbir konuşma yapmayıp mikrofonu bıraktı. Zaten sonucu belli olan bir seçim için kendisini yormak istemiyor gibiydi.

Bir tarafta kulübün borçlarını sileceğini ve yeni tesisler kazandıracağını vaat eden, vizyon sahibi adaylar varken, diğer tarafta tek kelam etmeyen, hiçbir vaat sunmayan birinin olması ise manidardı.

Bütçesel anlamda kulübe büyük destekleri ile bilinen Murat Yıldız ve Cemil Kızılkaya’nın ansızın çıkan gölge aday karşısında seçimi kaybedecekleri kimin aklına gelebilirdi ki?

Nuri Çolakoğlu, hal ve tavırlarıyla da kongrede dikkat çeken isimdi. İlk mikrofonu aldığı vakit bile onu en çok alkışlayan seçimlere mavi liste ile giren Serdal Şahin’in tayfasıydı.

Normalde sessiz kalması gerekirken Çolakoğlu, adeta tarafını belli ediyor gibiydi. Sık sık mikrofonun başına giderek özellikle “seçim öncesi” Cemil Kızılkaya ve Murat Yıldız’ı sıkıştırarak “Sizden kulübe 3 Milyon destek sözü vermenizi istiyorum” dedi. Ama bu oyuna Murat Yıldız gelmedi. Benim ilk önceliğim seçimi kaybettiğim vakit, “Amatör Spor Kulüplerine destek olmak olacak” dedi. Çolakoğlu ısrar etse de Yıldız, tavrını korudu.

İttirme aday Serdal Şahin bana göre bu işe çanak tutan eski koltuk sevdalılarının uzaktan kumandasıyla hareket eden bir gölge'den öteye gidemeyecek. Zaten istedikleri de bu. Kulüp giderleri karşısında yalnız kalacak, Belediye Başkanına ve Kaymakama gidip yardım isteyecek. Çolakoğlu'nun buradaki amacı da "Bakın ben olmayınca kulüp başarılı değil, ne hale geldi gördünüz" demek. Uygun zemin oluştuğunda tekrar dümeni ele geçirmek.

Değerli dostlar daha önce de söylediğim gibi Nuri Çolakoğlu’nun sürekli dillendirdiği “Menfaatsiz Silivrispor” söylemi tamamen boş laftan ibarettir. İlçenin değeri marka takımımızın yükselmesi adına büyük özveriyle çalışacak olan adaylara fırsat verilmemesi açıkça geleceğimize vurulan bir darbedir. Bu takım yükselmesini istemeyenler de kulüpten menfaati olanlar da kulüp hep elimizde olsun diyenlerde bu kongrede belli oldu.

Artık geçmiş olsun diyecek hiçbir şey yok!

Kalın sağlıcakla…