Bakan Pakdemirli; "Lisanslı Depoculuğa 5 Yılda Toplam 323 Milyon Lira Destek Sağladık"

Tarım ve Orman Bakanı Sayın Dr. Bekir Pakdemirli, Video Konferans yöntemiyle düzenlenen 'Lisanslı Depoculuk Değerlendirme Toplantısına katıldı. Lisanslı depoculuk sistemindeki gelişmelerin ele alındığı, sorunların değerlendirildiği ve hedeflerin ortaya konulduğu toplantıda, tarımsal ürün ticaretinin artması ve borsaların gelişmesiyle, Lisanslı depoculuğun bu yapıyı destekleyen en önemli unsur olarak öne çıktığını vurgulayan Bakan Pakdemirli "Lisanslı depoculuk kapsamında Ülkemizde 2000'li yıllarda başlayan süreç, 2005 yılında, Lisanslı Depoculuk Kanunu'nun çıkmasıyla hız kazandı. 2010 yılında kurulan TMO-TOBB LİDAŞ ülkemizin ilk lisanslı depoculuk şirketi oldu. TMO-TOBB LİDAŞ tarafından 2011 yılında Ankara Polatlı'da kurulan 40 bin ton kapasiteli Lisanslı hububat deposu, bu alanda ülkemizdeki ilk depo" diye konuştu.

Bakan Pakdemirli; "Lisanslı Depoculuğa 5 Yılda Toplam 323 Milyon Lira Destek Sağladık"
Editör: Yaz Dostum
26 Ocak 2021 - 22:28

İlk lisanslı deponun kuruluşu üzerinden geçen yaklaşık 10 yılda, sağlanan destek ve teşviklerle bu sistemin giderek büyümeye ve gelişmeye başladığını söyleyen Pakdemirli "Özellikle, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin sağladığı imkânlar sayesinde, son 3 yılda hem lisanslı depo şirketi sayısında, hem de kapasitede büyük artışlar oldu. Böylelikle; lisanslı depo şirketi sayısı 38'den, bugün 3,3 kat artarak, 126'ya ulaştı. Lisanslı Depo kapasitesi ise 1,8 milyon tondan, bugün itibariyle 4 kat artışla, 177 noktada, toplam 7 milyon tona ulaştı. Toplam kuruluş izni alan firma sayısı ise 232'ye yükselerek, kuruluş izni verilen kapasite 15,7 milyon tonun üzerine çıktı. Lisanslı depoculukta; ürün bazında hububat ile başlayan bu süreç, baklagiller ve yağlı tohumlar, pamuk, fındık, zeytin-zeytinyağı, kuru kayısı ve antepfıstığının dâhil olmasıyla giderek genişledi. Toplam lisanslı depoların bugün itibariyle yüzde 99'unu hububat oluşturmaktadır. Diğer ürünlerde ise; 13 bin 250 tonu fındık, 36 bin tonu pamuk, 5 bin tonu kuru kayısı, 2 bin tonu antepfıstığı ve 13 bin 500 tonu zeytin veya zeytinyağı lisanslı deposu faaliyet göstermektedir" dedi.

Lisanslı Depoculuk Üretimin Ve Kazancın Güvencesi

Lisanslı depoculuğun üretimin ve kazancın güvencesi olduğunun altını çizen Bakan Pakdemirli "Türk çiftçisi bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, ekmeye, biçmeye ve hasadını yapmaya devam ediyor. Çiftçilerimizin bu gayretlerinin sonucunda; 2020 yılında toplam bitkisel üretimimiz, bir önceki yıla göre 7 milyon ton artışla 124 milyon tona ulaşarak, Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı. Buradan bütün çiftçilerimize teşekkür ediyor, ellerine, emeklerine sağlık diyorum. İşte lisanslı depoculuk bu emeği ve bereketi garanti altına alan, çiftçimizin kazancını ve gelirini daha da arttıran bir sistemdir. Bu sistem sayesinde çiftçimiz depo masraflarından kurtularak, ürünleri güvenli, sigortalı ve sağlıklı şekilde modern depolarda muhafaza ederek saklıyor. Böylece; hasat döneminde arz yığılması nedeniyle oluşan fiyat düşüşlerinden daha az etkileniyor.  Tabi; lisanslı depolardaki ürününü sonraki aylarda daha yüksek fiyattan satma imkânına kavuşuyor" açıklamasını yaptı.

Lisanslı Depo İle Artık Ürünler Kamyonlarla Değil, Kâğıtların El Değiştirmesiyle Pazarlanıyor

Lisanslı depo ile artık kamyonların değil, kâğıtların el değiştirerek ürünlerin pazarlandığını ifade eden Bakan Pakdemirli "Yani; lisanslı depoya teslim ettiği ürün karşılığında aldığı ürün senedi ile ürün borsasında, elektronik ortamda mahsulünü daha geniş bir yelpazede çok sayıda alıcıya ulaştırabiliyor.  Lisanslı depoya koyduğu ürünlerini teminat göstererek uygun koşullarda kredi kullanabiliyor. Tabi, Lisanslı depoculuk sisteminin üretici yanında sanayiciye de önemli katkıları var. Sanayici ihtiyaç duyduğu miktar, tür ve kalitede hammaddeyi, güvenilir şekilde, Lisanslı depolardan kısa sürede temin edebiliyor. Böylelikle sanayici; depo ve nakliye masraflarını azaltmış oluyor. Bu sistem sayesinde piyasalarda öngörülebilirlik sağlandığından, sanayici planlamasını daha doğru şekilde yapabiliyor" değerlendirmesinde bulundu.

Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsaları Birbirinden Ayrılmaz Birer Parça

Lisanslı Depoculuk ve Ürün İhtisas Borsalarının birbirinden ayrılmaz birer parça olduğuna vurgu yapan Bakan Pakdemirli şöyle devam etti:

Ürün ihtisas borsaları Lisanslı depoculuk sisteminin işlerliğini artıran, ürünlerin kayıt altına alındığı, alım satımının yapıldığı, hareketlerinin takip ve kontrol edildiği bir yapı. Üretici, ürününü lisanslı depoya teslim ettiğinde, kendisine Elektronik Ürün Senedi, kısa adıyla ELÜS veriliyor. Üretici bu belge ile ürünlerini istediği zaman satabiliyor. ELÜS sayesinde; Ziraat Bankası'ndan 5 Milyon Liraya kadar sıfır faizli kredi kullanarak, finansman ihtiyacını karşılıyor. Borsalar sayesinde üreticiler mahsullerini sadece yerel piyasada değil, ulusal ve uluslararası pazarlara da ulaştırabiliyor. Tabi bu durum, hem rekabeti, hem de kazancı beraberinde getiriyor. 

İhtisas borsalarında ürünler, kaliteye göre sınıflandırarak fiyatları belirlendiğinden, bu yapının gelişmesi, kaliteli üretimin artmasına da doğrudan katkı sağlamaktadır. Ayrıca, ürünleri temsil eden ISIN kodu sayısının azaltılmasıyla ELÜS işlemleri derinlik kazanacak, ürün ihtisas borsası fiyat oluşumunda daha aktif rol alacak ve piyasa fiyatlarının daha şeffaf ortamda oluşması sağlanacaktır. Böylece, tarımsal ürünlerin fiyatlarında zaman ve mekân gibi faktörlerden kaynaklı farklılıklar telafi edilecek, tüketiciler bu ürünlere daha uygun ve reel rakamlarla ulaşabilecektir"

Lisanslı Depolar Gıda Güvenliğimizi Daha Sağlam Hale Getiriyor

Dünya nüfusunun 2050'de 10 milyara, ülkemiz nüfusunun ise 100 milyona ulaşmasının beklendiğini ifade eden Pakdemirli "2050'de bu nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için bugünkünden yüzde 60 daha fazla üretim yapmak zorundayız.  Diğer taraftan, Dünya'da üretilen gıdanın her yıl 3'te biri maalesef kayıp ve israf oluyor. Bunun neredeyse yarısı, yani toplam üretiminin %14'ü, hasattan perakendeye kadar olan süreçte kayba uğruyor. Üretimi artırmak için yoğun gayret gösterirken, bu kayıpları ve israfı görmek bizi gerçekten çok üzüyor. Amacımız halkımıza; sürekli, yeterli, besleyici ve güvenilir gıda sunmaktır. İşte Lisanslı depolar; tarım ürünlerini güvenli ve sağlıklı ortamlarda kalitesini koruyarak uzun süre muhafaza ettiğinden dolayı, bu kaybı azaltmakta ve gıda güvenliğimizi daha sağlam hale getirmektedir" diye konuştu.

Lisanslı Depoculuğa Beş Yılda Toplam 323 Milyon Lira Destek Sağladık

Lisanslı depoculuk sisteminde birçok destek ve muafiyetler uyguladıklarını belirten Bakan Pakdemirli "Lisanslı depolarda ürünü muhafaza eden üretici, üretici birliği, kooperatiflere ürün çeşidine göre kilogram başına depo kira desteği veriyoruz. Ayrıca, kira desteği alan üreticilere 750 Liraya kadar nakliye desteği ve 25 Lira analiz desteği ödüyoruz. 2015 yılında başlayan Lisanslı depoculuk destekleri kapsamında; bugüne kadar beş yılda toplam 323 Milyon Lira destek sağladık. Bu desteğin yüzde 78'ini, yani 252 Milyon Lirasını ise son 2 yılda ödedik. Ayrıca üreticilerimizin lisanslı depolarda ürün teslimlerinde %2 zirai stopaj, %20 gelir ve kurumlar vergisi ile % 2 SGK prim kesintisinden muaf olduğunu da özellikle belirtmek isterim" dedi.

Lisanslı depo yatırımlarına da önemli teşvik ve kredi imkânları sunduklarını vurgulayan Bakan Pakdemirli "Lisanslı depoculuk yatırımlarına; Ziraat Bankası tarafından 50 Milyon Liraya kadar yüzde 50 faiz indirimli kredi sağlanıyor. Yatırım teşvik sistemi kapsamında ise Lisanslı depoculuk öncelikli yatırımlar kapsamındadır. Bu kapsamda lisanslı depo yatırımcıları; vergi indirimleri, faiz ve kar payı desteği, sigorta primi destekleri, yatırım yeri tahsisi gibi çok sayıda destek kaleminden faydalanabilmektedir" açıklamasını yaptı.

ELÜS Yoluyla Ürününü Satan Üreticimiz Daha Fazla Gelir Elde Ediyor

Üretici dostu bu politikalar uyguladıklarını bunun yanında TMO üzerinden lisanslı depoculuk sistemini de teşvik ettiklerini söyleyen Pakdemirli "TMO'nun 2016 yılında başladığı lisanslı depolarda ELÜS yoluyla, hububat alım-satımı son 4 yılda büyük gelişme gösterdi.  TMO; 2016'da 12 noktada alım yaparken, 2020 yılında 108 lisanslı depodan alım yaptı. 2016 yılında TMO toplam alımının sadece %5'i ELÜS kapsamında iken, bu oran 2020 yılında %80'lere ulaşmıştır.  Hedefimiz, lisanslı depoculuk sisteminin ülke genelinde yaygınlaşmasıyla birlikte, TMO'nun üreticiden yaptığı alımların tamamını, lisanslı depolar üzerinden ELÜS yoluyla gerçekleştirmek. ELÜS yoluyla ürününü TMO'ya veya piyasaya satan üreticimiz daha fazla gelir elde ediyor" diye konuştu.

Bunu somut örnekle anlatan Bakan Pakdemirli "Çiftçimiz; bir kamyon yani 20 ton buğdayını bu yıl açıkladığımız 1.650 Lira'dan TMO işyerine sattığında, vergi, SGK ve hizmet bedeli gibi kesintilerle eline net 31 bin 350 Lira geçti. Ama Lisanslı depo üzerinde ELÜS olarak satarsa eline net 33 bin 400 Lira geçiyor. Yani geliri yüzde 7 artmış oluyor. Yine 20 ton nohudunu ELÜS üzerinden satarsa, net gelirinde yüzde 6 artış oluyor. Kuru kayısıda ise 5 ton üzerinden benzer sistemde ELÜS ile satış yaparsa net gelirinde yüzde 5 artış oluyor" dedi.

Lisanslı depoculuğun üretimin garantisi, üreticinin kazancı, tarım ürünleri ticaretinin ana çarkı olduğunun altını çizen Bakan Pakdemirli "Son iki buçuk yılda hız verdiğimiz çalışmaları, daha da yukarılara taşıyacağız. Bakanlığımız, Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen bu değerlendirme toplantısının, Lisanslı Depoculuğun gelişmesine büyük katkı sağlayacağına yürekten inanıyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum