Kocabaş: "Sanayi Üretimi Salgın Öncesi Seviyeyi Yakaladı"

Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Hakan Kocabaş, İş Dünyası programında covid-19 pandemisinden derinden etkilenen sanayi sektöründe normalleşmeyle birlikte üretim ve ihracatın yeniden hız kazandığını açıkladı. “Pandeminin ilk çeyreğindeki etkileri gerçekten çok yıpratıcıydı” diyen Kocabaş, “Ama şu anda kapasite kullanım oranlarımız pandeminin öncesinden daha yükseğe çıktı” şeklinde konuştu.

Kocabaş: "Sanayi Üretimi Salgın Öncesi Seviyeyi Yakaladı"
Editör: Yaz Dostum
06 Ekim 2020 - 19:55 - Güncelleme: 06 Ekim 2020 - 21:33
Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı Hakan Kocabaş, Küpe FM’de yayınlanan İş Dünyası’nın yeni sezon programının ilk konuğu oldu. Burada radyo programcısı Turhan Alyakut’un sorularını yanıtlayan Hakan Kocabaş; koronavirüs salgınının sanayiye etkilerini değerlendirdi. Kocabaş; Türkiye'nin pandemiden sonra da diğer ülkelerden ayrışarak, sanayi kapasitesi, beşeri sermayesi ve dinamizmiyle yoluna devam edeceğini söyledi.  
 
Söyleşiyi tüm ayrıntılarıyla bilgilerinize sunuyoruz:

“ÇOK KRİZLER GÖRDÜK, PANDEMİ GİBİSİNİ DAHA ÖNCE HİÇ YAŞAMAMIŞTIK”

Turhan ALYAKUT: Virüsün dünyaya yayılmaya başladığı o ilk andan bugüne kadar sizler üretim sektöründe sanayici olarak ya da Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği olarak bölgemizde neler yaşadınız bugüne kadar?

Hakan KOCABAŞ: Ne krizler gördük, ufakça size hatırlatmak isterim. Mesele 1990 Körfez, 1194’te Nisan, 1997’de Asya, 1998’de Rusya krizini gördük. 1999’da biliyorsunuz çok önemli bir deprem akabinde bankacılık krizi yaşandı. 2000 Kasım’ında bir kriz yaşadık ki gecelik faizler %7 bin oldu. Bunun dışında "Kara Çarşamba" olarak adlandırılan Sezer-Ecevit 2001 krizi var. 2008’de küresel ekonomik kriz, 2013’te Suriye krizi, 2014 ekonomik krizi var. 2015 Rusya ile bir uçak krizi yaşandı. 2016’da 15 Temmuz malumunuz. Bunun gibi bir sürü krizler ama bu krizlerin hemen ertesi gününde bizlerin hemen aksiyon alacak bir inisiyatifi vardı ama pandemi süreci bambaşka bir deneyim oldu. Hiç yaşanmamış bir olay, her yer kapalıydı ama bir taraftan da insanların ihtiyaçlarının karşılanması adına çalışmak gerekiyordu bu yüzden çok önemli, değişik bir süreçti.
 
“İNSAN SAĞLIĞINI RİSKE ATMADAN ÜLKEMİZ ÜÇİN ÜRETİME DEVAM ETTİK”

Bu süreci el yordamıyla geçirdik. Çalışmaya gayret ettik ve bu çalışma sırasında da en çok dikkat ettiğimiz ley çalışanlarımızın sağlığı oldu. İkilem içerisindeydik. Ülkenin çalışmaya ihtiyacı var özellikle bazı kritik ürünleri üretmesi gerekiyor ama bir yandan da insan sağlığı önemli. Bunu çok iyi götürdük. Burada tabi Sayın Kaymakamımızın çok faydası oldu. Üretimi devam ettirmeye çalıştık. Zor bir süreçti. Neler yaptınız derseniz ilk önce insan sağlığını ön plana koyduk ondan sonra da bütün dünyaya Türkiye İhracatçılar Meclisi (tim) aracılığıyla dünyadaki tüm üreticilerimize, satıcılarımıza, müşterilerimize bir takım kit’ler yolladık ki hem insancıl olsun hem de ilerideki faaliyetlerimize bir temel oluştursun. Bunların da geri dönüşleri çok güzel oldu. Tabi pandemi süresince önlemlerin neler olması ve neler yapılması gerektiğini üyelerimize hatırlatarak bu süreci çok şükür kayıpsız geçirdiğimizi düşünüyorum.

“BÜYÜK FİRMALARIN %11’İ, KÜÇÜK İŞLETMELERİN DE %36’SI TAMAMEN KAPANDI”

Turhan ALYAKUT: Bir makalede, “Bizim gibi gelişmekte olan ülkeler, krizi gelişmiş ülkelere göre daha az hasarla atlatacak” şeklinde bir saptama okudum. Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği üyeleri açısından bunu değerlendirdiğimizde krizin etkileri devam ediyor mu? Krizden önceki seviyelere yaklaştınız mı? Bu konuyla ilgili nasıl bir öngörünüz var?

Hakan KOCABAŞ: Pandeminin ilk çeyreğindeki etkileri gerçekten çok yıpratıcıydı. Büyük firmaların %11’i, küçük işletmelerin de %36’sı tamamen kapandı. Üretimini durdurdu. Firmaların yarısından fazlasının cirosu %50 azaldı hatta bir kısmının ki sıfırlandı çünkü sipariş yoktu.

“KAPASİTE KULLANIM ORANLARIMIZ PANDEMİ ÖNCESİNDEN DAHA YÜKSEĞE ÇIKTI”

Firma bazında düşünerek size bir rakam vermek isterim; %26 cirolara düştük ama şu anda kapasite kullanım oranlarımız pandeminin öncesinden daha yükseğe çıktı. Zaten Türk insanının en önemli özelliği hemen uyum sağlayabilmesi. Hemen bir aksiyon aldı ve uyum sağladı. Mesela Avrupa Birliği ülkelerindeki ihracatımız %20 kadar düşmüş ama Amerika’daki ihracatımız %10 arttı. İngiltere ihracatımız arttı. Uzak Doğu ve Güney Afrika ülkelerine olan ihracatımız arttı. Bu bizi çok dinamik bir ülke kıvamına getiriyor. Ben çok ümitliyim. Bundan sonra da artacağını düşünüyorum. Belki ileri dönemde pandemi kapsamında ekonomik olarak ülkeler bazında bir takım önlemler daha alınacaktır. O alınacak önlemlerde de bizlerin Türkiye olarak daha avantajlı bir konumda olduğunu düşünüyorum. Bizler pandeminin öncesindeki üretime geçtik ve tabiri caizse harıl harıl çalışıyoruz.

“SİLİVRİ SİAD ÜYELERİ, BU ZOR DÖNEMDE PERSONELLERİNİ MAĞDUR ETMEDİ”

Turhan ALYAKUT:
Vatandaşlar ‘evde kal’ çağrısıysa evde kalırken, işletmeler de bir taraftan hayatta kalmaya çalıştı çünkü hayatta kalırlarsa krizi atlattıktan sonra var olmaya ve üretime devam edeceklerdi. İşletmeler az önce anlattığınız gibi %26 cirolara düşmeye razı oldu. Yeter ki hayatta kalayım, nasıl olsa sonrasında yeniden o ivmeyi yakalayacağız diye hedeflediler…

Hakan KOCABAŞ: Gerçekten öyle. Çok zor bir dönemdi. Bu zor dönem içinde Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği üyelerinin personellerine sahip çıkması beni çok gururlandırdı. Biliyorsunuz ki devletin kısa çalışma ödeneği vardı. Kısa çalışma ödeneği de %60 civarında personele ücret takviyesinde bulunuyordu. Çoğu firmamız elinden geleni yaptı ve personellerini mağdur etmedi. Bu konuda da tüm Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği ailesine ayrıca teşekkür ediyorum. Personellerimiz bizim için çok değerli. Onların mutluluğu bizim de mutluluğumuz oluyor.

“DEVLETİMİZ ELİNDEN GELENİ YAPIYOR”

Turhan ALYAKUT: Bu dönemde bu krizi yaşarken sanayiciler için yapılan yardımlar, alınan kararlar sizce yeterli miydi?

Hakan KOCABAŞ: Bir baba evladına en iyi şeyleri almak, en iyi şeyleri vermek ister ama elinde olduğu kadar yapabilir. Devletimizde elinden geleni yaptı. Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanımızın çok önemli açıklamaları oldu. Bunlardan biri de, “Sanayiye ve ekonomiye olan desteğimiz gayri safi yurt içi hasılamızın %10’una denk geliyor” şeklindeki açıklamasıydı. Sanırım 400 küsur milyar gibi bir destek sağlandı. Bu küçümsenemez. Ama biz burada Silivri Sanayici ve İş Adamları Derneği olarak bir takım sektörlerde ayrıcalık yapılmasını yardırgadık. Orada bir eksiğimiz var diye düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde bunların da aşılacağını düşünüyorum. Sanayinin içinde üretimini durduran arkadaşlarımıza mutlaka yardım edilmesi. Bunun yanında hizmet sektörü içinde düğün, nişan, toplantı organizasyonu yapan üyelerimiz var, bunlar çok zor durumda. Okul işleten üyelerimiz var, özel okulların durumu çok ciddi. Pandemi zamanında özellikle ana hammadde üreten firmalara yapılan KDV ödememe konusundaki teşviğin aslında küçük veya bizim gibi orta derecedeki sanayicilere de yapılması gerektiğini düşünüyorum. Burada devletimizin eksik kaldığını düşünüyorum ama tabi bunlar zaman içerisinde aşılacaktır. Ben devletimizin pandemi sırasında hem sağlığa hem ekonomiye yapmış olduğu katkıların çok değerli ve çok önemli olduğunu düşünüyorum.  O yüzden başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm hükümetimize ve destek veren muhalefet partilerine de ayrıca teşekkür ediyorum.

“HALK EĞİTİM MERKEZİ KURSLARINDAN FAYDALANILMASINI ÖNEMSİYORUM”

Turhan ALYAKUT: Yavaş yavaş yayının sonuna geliyoruz. Sorularımı bir kenara bırakayım, sizin aktarmak istediklerinizle devam edelim…

Hakan KOCABAŞ: Bu dönem hakikaten çok sıkıntılı bir dönemdi. Ben yeni bir terimle karşılık veriyorum, psikovit diyorum buna. Psikolojisi bozulan bir sistem var şu anda özellikle 65 yaş üstü ve gençlerimizin… Sayın Kaymakamın, İlçe Milli Eğitim Müdürünün bünyesinde olduğu bir İlçe Koordinasyon Kurulumuz var. Burada mesela özellikle Halk Eğitim Merkezi’nde yeni kurslar açılması yönünde, 65 yaş üstünün de buralardan faydalanması, sosyalleşmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çalışmalarını Kaymakamlığımız yürütüyor. Çok önemsiyorum bunu.

“GENÇLERİMİZ İÇİN SİLİVRİSPOR’A DESTEK OLDUK”
 
Aynı zamanda gençlerimizde faydalansın diye Silivrispor’a sahip çıkma yolunda bizde adım attık. Senelerdir vurguladığım bir şey vardı; Silivrispor’un özellikle Silivri gençliğine hitap etmesi gerektiğini söylüyordum. Yeni yönetimde bu yönde ilerleyince pandemik şartlarda bizlerin de destek çıkmamız gerektiğini düşündük. Arkadaşlarımız da bu konuda çok büyük destekler sağladılar. Tüm arkadaşlarıma da bu konuda çok teşekkür ediyorum.

“ÖNYARGILARDAN ARINMALIYIZ”

Ben bazı şeylere biraz bakış açımızın değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Ön yargılı olmamalıyız. Biliyorsunuz karıncayı çalışkan bir hayvan, ateş böceğini de saz çalıp oynayan olarak biliriz ama ne kadar yanlış olduğunu ben seneler sonra bir yazıda okuyarak anladım. Ateş böceği bir Ağustos ayında taze bir dala doğumunu yapıyor ve oradan 1 ay boyunca besleniyor. Ağzıyla yer kazacağı için çenesini ve bir de ön ayaklarını geliştiriyor. Bir ay sonra kendini toprağa atıyor ve toprağı kazarak ağaçların, meyvelerin veya sebzelerin kökünden beslenerek bir hayat sürüyor. Bu tam 17 yıl sürüyor. Yani 17 yıl boyunca toprağın altında yaşıyor. 17 yıl sonra gökyüzüne çıkıyor ve yine bir ağaç yaprağına geliyor. Orada eşleşeceği hayvanı buluyor, oraya bir yumurta bırakıyor ve yine bir Ağustos ayında ölüyor. Dünyada bu gerçeği bilen çok az bir kesimdir sanıyorum ki. Onun için ön yargılarımızı bırakıp devletimize sahip çıkmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

“ÜLKEMİZE, DEVLETİMİZE, MİLLETİMİZE SAHİP ÇIKMAMIZ LAZIM”

Ben Doğu Akdeniz’deki olaylara da kısaca değinmek istiyorum. Hiçbir insan tabi ki savaş istemez. Biz de savaş istemiyoruz ama gerekirse de yapmayı Türk ulusu olarak kabul etmemiz gerekir çünkü bizim  bir devlet geleneğimiz var. Rus dış politika uzmanı Alexandr Dugin, “Türk ordusunu güçlü kılan NATO değildir... Mesele silah da değildir.. Mesele Türklük tür...  Türk örgütlenme yeteneğidir... Askeri ruhtur...” diyor. Onun için ülkemize, devletimize, milletimize sahip çıkmamız lazım. Bizim mutlaka kazanımlarımız vardır. Mavi vatan, toprak vatan bunlar birdir, buna sahip çıkmamız lazım.

Haber : Batuhan GÜÇLÜ
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum