"Siyasi İktidar Ekonomiyi İnsan Sağlığına Tercih Ediyor"

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Yürütme Kurulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2020 YKS ve LGS’nin sınav tarihlerinin değiştirilmesiyle alakalı yapmış olduğu açıklamaların ardından alınan karara itirazlarını beyan etti. Sendika tarafından yapılan yazılı bilgilendirmede; “Sınav tarihlerinin öğrencilerin üstün yararı ve aynı zamanda da öğrenciler, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığı gözetilerek planlanması gerekirdi.” İfadeleri kullanıldı.

"Siyasi İktidar Ekonomiyi İnsan Sağlığına Tercih Ediyor"
Editör: Yaz Dostum
05 Mayıs 2020 - 16:02 - Güncelleme: 05 Mayıs 2020 - 19:59
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün akşam Huber Köşkü'nde video konferansla yapılan ve üç buçuk saat süren kabine toplantısı sonrasında ulusa seslendi. Erdoğan, yaptığı açıklamasında 2020 YKS ve LGS’nin sınav tarihlerinin değiştiğini açıkladı. Bunun üzerine Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Yürütme Kurulu tarafından tepki açıklaması geldi. “Sınavların Haziran ayı içerisinde yapılması kararının alınması, siyasi iktidarın insan ekonomik öncelikleri insan sağlığına tercih ettiğini bir kez daha göstermiştir.” İfadelerine yer verilirken, “Bu kararın, yaşanan ekonomik krizin etkilerinin emekçiler açısından hafifletilmesine katkısının olmayacağının bilinmesi gerekir.” denildi.

“ÖĞRENCİ VE EĞİTİMCİLERİN SAĞLIĞI HİÇE SAYILDI”

Yapılan açıklama şu şekilde:

“25-26 Temmuz 2020 tarihine ertelenen YKS’nin 27-28 Haziran’a alınmasını; ayrıca salgın tamamen ortadan kalktıktan sonra yapılması gereken LGS’nin 20 Haziran tarihinde yapılmasına karar verilmesini anlamamız ve kabul etmemiz mümkün değildir. Sınav tarihlerinin, öğrencilerin üstün yararı ve aynı zamanda da öğrenciler, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığı gözetilerek planlanması gerekirdi. Ancak, siyasi iktidarın öncelikleri ile eğitimcilerin, öğrencilerin ve velilerin önceliklerinin aynı olmadığı görülmektedir. Sınavların Haziran ayı içerisinde yapılması kararının alınması, siyasi iktidarın insan ekonomik öncelikleri insan sağlığına tercih ettiğini bir kez daha göstermiştir. Bu kararın, yaşanan ekonomik krizin etkilerinin emekçiler açısından hafifletilmesine katkısının olmayacağının bilinmesi gerekir.

“EKONOMİK POLİTİKALAR EMEKÇİLERİN YARARINA GÖRE KURGULANMALIDIR”

Dünya genelinde ve ülkemizde bir ekonomik kriz yaşanmaktadır ve buna karşı acil önlemler  alınması gerekmektedir. Ancak, söz konusu krizden sermaye çevrelerinin çıkarlarını koruyan; krizin tüm yükünü emekçiler başta olmak üzere geniş toplumsal kesimlerin üzerine yıkan politikalar ve uygulamalarla çıkılması mümkün değildir. Buradan çıkış için atılacak ilk adım, devletin sosyal sorumlulukları ve görevlerini yerine getirmesi olmalıdır. En önemli olan konu ise, uygulanan ekonomik politikaların emekçilerin ve halkın yararına olacak şekilde yeniden kurgulanmasıdır. Vergide adaletin sağlanması ve desteklenmesi gereken kesimlerin kamu kaynakları ile desteklenmesi yine yapılması gerekenler arasındadır.

“TURİZM GELİRLERİNİN ARTMASI İÇİN SINAV TARİHLERİNİ ÖNE ALDILAR”

Krizle ilgili gerçekçi adımlar atmak yerine, kısa vadede turizm gelirlerinin artması için sınavları öne almak siyasi iktidarın tercihlerini bir kez daha ortaya koymaktadır.  Yapılan tercih ve alınan karar öğrencilerimizin eğitim hakkı ve geleceğinden yana değildir. Yapılan tercih öğrencilerimizin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığından yana değildir. Yapılan tercih uzaktan eğitime erişimi olmayan yoksul öğrencilerden yana değildir. Yapılan tercih sınav kaygısı yaşayan öğrencilerimizden yana değildir. Yapılan tercih eğitim aracılığıyla yaşamını belirlemeye çalışan öğrencilerimizden yana değildir. Yapılan tercih çocukların iyi bir geleceği olması için çırpınan velilerimizden yana değildir.

“ÖĞRENCİLERİN TALEPLERİ DİKKATE ALINMADAN KARAR ALINMASI KABUL EDİLEMEZ”

YKS’nin yeniden Haziran ayına alınmasına dönük tepkilerden sonra YÖK tarafından yapılan açıklama ile TYT süresi uzatılmış, yerleştirmeye esas baraj puanı 180’den 170’e düşürülmüş ve 12. sınıfın ikinci dönem konuları sınav kapsamından çıkarılmıştır. Son  anda yapılan bu değişikliklerin kamuoyunda oluşan tepkinin azaltılması amacıyla yapıldığı görülmektedir. Bu değişikliklerin sonuçları etkilemeyeceği de bilinmelidir. Yine LGS’de ilk defa her öğrencinin kendi okulunda sınava gireceği sanki büyük bir yenilik gibi kamuoyuna sunulmaya çalışıldı. Ancak, MEB yetkililerine bunun daha öncede uygulandığının hatırlatılması gerekmektedir. Öğrencilerin ve eğitimcilerin taleplerini, sağlıklarını, kaygılarını dikkate almadan karar alınmasının kabul edilebilir bir tarafı yoktur.

“MESELE SADECE TAKVİM MESELESİ DEĞİLDİR”

Meselenin sadece bir takvim meselesi olmadığının görülmesi gerekmektedir. Yapılması gereken, sınavların içerik, biçim, uygulama şekli dahil olmak üzere yeniden değerlendirilmesidir. Uzaktan eğitime erişimi olmayan öğrencilerin yaşayacağı mağduriyeti giderecek şekilde sistem yeniden kurgulanmak durumundadır. Var olan durumda yapılacak sınavlara tüm öğrenciler eşit koşullarda hazırlanmadığı için, bu sınavlar yoksul öğrenciler açısından olumsuz sonuçlar üretecektir. Standartlaşmış ve merkezileşmiş sınavların yarattığı eşitsizlikleri yok sayarak kararlar alınmamalıdır.

“GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”

Eğitim Sen olarak, uzun vadede standartlaşmış merkezi sınavların kaldırılmasını, kısa vadede de  MEB ve YÖK’ün alınan kararları gözden geçirmesini ve yaşadığımız dönemin gerçekliğine uygun şekilde yeniden bir planlama yapması gerektiğini düşünmekteyiz. Öğrencilerimizin geleceğini belirleyecek bu sınavların, salgın tehdidinin tamamen ortadan kalktığı bilim insanları tarafından açıklanana dek yapılmaması gerekmektedir. Öğrencilerimizin eğitim hakkı için verilecek mücadele aynı zamanda ortak geleceğimiz içindir. Geleceğimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz.

Haber : Batuhan Güçlü

YORUMLAR

  • 0 Yorum