Sultan Süleyman Köprüsü'nün restorasyonu soru işaretleri yarattı

Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği tarafından çıkarılan bültenin ikinci sayısında halk tarafından Mimar Sinan Köprüsü olarak bilinen, belgelerde Sultan Süleyman, 2. Selim ve Silivri Köprüsü isimleriyle geçen yapının tarihçesi, yapı analizi, koruma prensibinden uzak maruz kaldığı müdahaleler ve günümüzdeki restorasyon yöntemi masaya yatırıldı. Gelinen noktada sorunlu bir süreç yaşandığına, “Yapı, son 10 yıldır -yeniden- restorasyona tabiidir. Yeniden restorasyon çalışmasının süreci yılan hikayesine dönüşmekle birlikte yapılan restorasyonun niteliklerine haiz olmaması, geleneksel restorasyon yöntemlerinden uzaklaşılması sebebiyle; eserin yapıldığı dönemle olan bağı koparılmaktadır” ifadeleri ile dikkat çekildi. Bu durumla alakalı karşılarında muhatap bulamadıklarını belirten dernek, “Son üç yıldır ilgili kurumlarla yaptığımız yazışmalar ve görüşmeler ile restorasyonun niteliği, süresi ve süreci hakkında bilgi alışverişinde bulunma çabamız karşılık bulamadı. Diğer yandan köprü restorasyonunun 10 yıl gibi bir zamana neden yayıldığı, restorasyonun niteliğinin hangi tarihsel referanslarla yürütüldüğü sorusunun cevabına henüz ulaşabilmiş değiliz” sözleriyle içinde bulunulan durumu özetledi.

Sultan Süleyman Köprüsü'nün restorasyonu soru işaretleri yarattı
Editör: Yaz Dostum
23 Mart 2021 - 22:56 - Güncelleme: 23 Mart 2021 - 23:05

Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği tarafından çıkarılan bültenin ikinci sayısında halk tarafından Mimar Sinan Köprüsü olarak bilinen tarihi yapı haftanın konusu işlendi. Tarihçesi, yapı analizi, koruma prensibinden uzak maruz kaldığı müdahaleler ve günümüzdeki restorasyon süreci nedeniyle akıllarda oluşan soru işaretleri ile ilgili kaleme alınan araştırma yazısını aynen bilgilerinize sunuyoruz;

“SİLİVRİ ÇAYI ÜZERİNDE MİMAR SİNAN’IN ESERİ OLAN KÖPRÜNÜN KİTABESİ BULUNMUYOR”

Silivri’de Silivri çayı üzerinde Osmanlı İmparatorluğunun iki eski başkenti olan İstanbul ve Edirne’yi birleştiren yol üzerindeki köprü, padişah ordularının Balkanlar’a geçiş güzergahı üzerinde bulunuyordu. Silivri yerleşimi o dönemde saray mensuplarınca sayfiye ve avcılık mekanı olarak da kullanılıyordu. Silivri’nin yaklaşık 1 km. batısında Silivri çayı üzerinde Mimar Sinan’ın eseri olan köprünün kitabesi bulunmadığından inşa tarihi arşivde yer alan iki belgenin yardımıyla 1568 olarak tespit edilir. Köprünün adı ise Tuhfetü’l mimarın ve Tezkiretü’l-ebniye de geçmektedir. Bataklık araziyi geçen köprü 333 m. uzunluğunda ve 32 gözlü inşa edilmiş, orta ayaklar fazla çıkıntı yapmadığından ince ve mükemmel bir perspektif elde edilmiştir. Böylece bütün gözleri bir arada görmek mümkündür. Mimar Sinan eserlerinde görülen abidevilik bu yapıda da ifade bulmaktadır.

“KALİTELİĞİ TAŞ İŞÇİLİĞİ DİKKAT ÇEKERKEN, YEREL MALZEMELERDEN DE İSTİFADE EDİLDİĞİ BİLİNMEKTE”

Köprünün uzun ve alçak olması sivri kemerlerin yerine basık kemerlerin tercih edilmesine yol açar. Kemer açıklıkları 7 m. ayak açıklıkları ise 3 m. civarındadır. Kemerlerin iç yüzeylerinde uzunca taşlara rastlanmaktadır. Malzeme olarak kısmen silislenmiş kaba bir kalker kullanılmıştır ve kaliteli taş işçiliği dikkati çekmektedir. Köprü inşaatında yerel malzemeden de yararlanıldığı bilinmektedir. Örneğin; kalker taşları çevredeki ocaklardan temin edilmiştir. Orta ayaklar bakımından benzerlerinden farklı bir detay vardır bu köprüde. Bunun sebebi, köprünün diğer köprüler gibi yatağı belli bir su üzerinde kurulmayıp alçak bir vadide uzanması ve büyük su cereyanına maruz kalmamasıdır. Dolayısıyla burada orta ayağın ön ve arka kısımları hafif bir sivrilikle başlayıp hemen kısa bir mesafede köprü taşıyıcı duvarı yüzeyi ile kaynaşmaktadır. Köprüde uzun ölçüde korkuluk taşlarına rastlanmakta, bunların uzunluğu 2,6 metreyi bulmaktadır.

“KÖPRÜ MİMARİSİNİN TARİHİ SÜRECİNDEKİ ÖNEMİNE RAĞMEN ŞİMDİYE KADAR BU ESERE HAK ETTİĞİ ÖNEM VERİLMEDİ”

Köprünün 1606 yılında Mimar Dalgıç Ahmed Ağa tarafından tamir edildiği Topkapı sarayı müzesi arşivinde kayıtlıdır. Sahilde su baskınına uğrayan bataklık bölgesinde uzanan köprüden Evliya Çelebi de söz etmiştir. Trakya’da tarihi ve topografik şartlara bağlı olarak çok sayıda köprü inşa edilmiş, XV. Yüzyılın ilk yarısından itibaren gittikçe geliştirilen köprü mimarisi Mimar Sinan’ın abidevi karakterdeki eserleriyle en parlak noktasına ulaşmıştır. Silivri’deki köprünün bu gelişme içinde önemli bir yeri vardır. Buna rağmen şimdiye kadar esere gereken önem verilmiştir. Uzun yıllar harap durumda bırakılan köprü, Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından 1984’te korkulukları çimento ile yapılarak ve uçtaki gözleri tahrip edilerek onarılmıştır. Ayrıca köprünün deniz yönünde önü parsellenmiş, bina yapımına izin verilmiştir.

“MİMAR SİNAN’IN KÖPRÜLERİ EVRENSEL TARİH-KÜLTÜR ANITI NİTELİĞİ TAŞIYOR”

Bir yüzyıla yakın ömrünün çeyrek yüzyılını Osmanlı ordusunun mensubu olarak seferlerde, yarım yüzyılını ise üç padişah döneminde başmimar olarak geçirmiş olan büyük mühendis ve mimar Sinan’ın, estetik biçim ve inşa tekniği yönünden, batı (Roma) ve doğu (özellikle İlhanlı ve Selçuklu) geleneklerinin Anadolu’da birleştirmesi ile meydana gelen köprüler evrensel birer tarih-kültür anıtı niteliğini taşımaktadır. Yapısal biçimleri incelendiğinde; benzer kemerlerle Roma köprülerini, yükselen ve alçalan dalgalı üst zemin örgütleriyle İlhanlı-Selçuklu köprülerini yakınsadığı görülmektedir. Eserlerinde her iki kültürün mimarisini ortaklaştırabildiği için Sinan’ın ‘çoğulcu’ bir kültürde olduğu ifade edilebilir. Camilerinde de benzer yaklaşımı görmek mümkündür.

“SİLİVRİ’DEKİ ESERİN ADI TARTIŞMALI”

Silivri’deki eserin adı ise tartışmalıdır. Yapı, belgelerde Sultan Süleyman, 2. Selim ve Silivri köprüsü diye geçmektedir. Köprüye verilen Mimar Sinan isminin, bölge halkının bir yakıştırması ya da saygısının ifadesi olduğu düşünülebilir.

“GÜNÜMÜZ YENİLEME ÇALIŞMASINDA GELENEKSEL RESTORASYON YÖNTEMLERİNDEN UZAKLAŞILMASI SEBEBİYLE; ESERİN YAPILDIĞI DÖNEMLE OLAN BAĞI KOPARILMAKTA”

Köprünün, 1984 yılı restorasyonun bir felaket olduğunu daha önce belirtmiştik. Yapı, son 10 yıldır -yeniden- restorasyona tabiidir. Yeniden restorasyon çalışmasının süreci yılan hikayesine dönüşmekle birlikte yapılan restorasyonun niteliklerine haiz olmaması, geleneksel restorasyon yöntemlerinden uzaklaşılması sebebiyle; eserin yapıldığı dönemle olan bağı koparılmaktadır.

“SÜREÇLE İLGİLİ ÇABAMIZ, İLGİLİ KURUMLAR TARAFINDAN KARŞILIK BULMADI”

Son üç yıldır ilgili kurumlarla yaptığımız yazışmalar ve görüşmeler ile restorasyonun niteliği, süresi ve süreci hakkında bilgi alışverişinde bulunma çabamız karşılık bulamadı ancak bazı yerel haber kuruluşlarının da desteğiyle köprü hakkındaki gözlemlerimizi paylaşma gayretimizi sürdürdük. Diğer yandan köprü restorasyonunun 10 yıl gibi bir zamana neden yayıldığı, restorasyonun niteliğinin hangi tarihsel referanslarla yürütüldüğü sorusunun cevabına henüz ulaşabilmiş değiliz.”

NOT:

Araştırma ve Kaynak: Silivri Tarihi Kültürel Mirası Koruma Eğitim ve Araştırma Derneği
Kaynakça: Mimar Sinan’ın Köprüleri, Prof. Dr. Ünal Öziş. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Uzunköprü, Müellif:Tayfun Akkaya


 

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Behram Gorur
    3 yıl önce
    Taşlarını çaldıkları için bitirilemiyor, dava açılmıştı eski belediye tarafından sonuç ne oldu acaba, aynıtaş olayı boklu deredede yaşandı, eski tarihi taşlar yok.