Değerli Dostlar, oruç ibadeti İslam’ın beş temel esasından biridir. Rabbimiz, Bakara Suresi 183. ayette "Ey iman edenler! sizden öncekilere yazıldığı gibi, oruç size de yazıldı. Umulur ki takva sahibi olursunuz." ayetiyle inanan müminlere orucu farz kılmıştır. Ayrıca bu ayeti celileden anlıyoruz ki,A Allah-u Teala Adem’den (a.s.) Hz. Muhammed’e kadar gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin ümmetlerine oruç ibadetini farz kılmıştır.
Değerli Dostlar! Bir mü'min, bedeniyle ruhuyla ve duygularıyla oruç tutmalıdır ki; orucundan feyiz alabilsin. Haramlardan ve mekruhlardan kaçınmalıdır ki oruç ibadetinden sevap kazanabilsin. Orucun faziletlerini idrak etmelidir ki günahlardan arınabilsin. Allah rızasını gözetmelidir ki cennet ehli olabilsin.
Eğer bir mü'min bir yandan aç kalıyor, diğer yandan haramlardan ve mekruhlardan kaçınamıyorsa, aç kaldığı zaman yoksul ve fakirliğinden dolayı açlık çeken insanları hatırlamıyorsa ve oruç ibadetinin kutsiyetinden haberi yoksa, böyle birisinin aç ve susuz kalmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.
Değerli Dostlar! Oruç nasıl İslam dininde bir ay tutuluyor ise, rabbimiz bütün peygamberlerin kavimlerine de bir ay olarak göndermiştir. Ancak o dinlerin hahamları ve papazları diğer emirleri nasıl ifsat edip bozdularsa oruç ibadetini de tamamen kendi istedikleri şekle sokmaktan çekinmemişlerdir. Su içmeyi haram saymışlar fakat ayran içmekte bir sakınca görmemişler. Yani akıl almaz yöntemler kullanarak oruç ibadetini kendi mecrasından çıkararak tamamen insani bir kimliğe büründürmüşler. Yani orucun ilahi boyutunu tamamen ortadan kaldırmışlardır.
Halbuki oruç ibadetinde tamamen ilahi bir disiplin olmalıdır. Oruç tutan bir mümin kendi açlığını hissetmelidir ki hem yoksul insanları hatırlayabilsin ve hem de rabbimizin kendisine sunduğu nimetlerin güzelliğini idrak edebilsin.
Selam ve Dua ile…
KALENDER BATTAL
YORUMLAR